Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MA'TUFUN ALEYH : Ottoman Turkish

f. Bir rabt edatı ile kendisine bağlı olan kelime (Bak: Harf-i atıf)

MA'TUH(E) : Ottoman Turkish

(Ateh. den) Bunamış, bunak. * Sakat, kötürüm. Amelmânde

MA'TUHANE : Ottoman Turkish

Bunakçasına, bunamışçasına

MA'TUK(A) : Ottoman Turkish

(C.: Maâtik) (Atâk. dan) Azat olunmuş. Azatlı

MA'TUT : Ottoman Turkish

Mağlup, yenilmiş

MA'V : Ottoman Turkish

Olmuş taze hurma. * Ses, avaz

MA'VEL : Ottoman Turkish

Ağıt edecek yer

MA'Y : Ottoman Turkish

Su arkı. Su mecrâsı

MA'YUB : Ottoman Turkish

Ayıplanmış. Ayıplanan. Bir kusuru ve eksiği olan

MA'YUBAT : Ottoman Turkish

(Ma'yube. C.) Ayıplanacak şeyler. Eksiklikler, noksanlıklar, kusurlar

MA'YUBEN : Ottoman Turkish

Kusur ve ayıp sayılarak. Ayıplanarak

MA'Z : Ottoman Turkish

Keçi. Karaca

MA'ZAD : Ottoman Turkish

Alemi, giyen kişinin pazusuna gelen alemli elbise

MA'ZEL : Ottoman Turkish

(C: Meâzil) Irak, uzak, baid

MA'ZERET : Ottoman Turkish

Elde olmadan suç, kabahat işleme. * Mücbir sebeblerini söyleyerek yardım dileme. Özür dileme

MA'ZERETCU : Ottoman Turkish

f. Özür arıyan

MA'ZERETHÂH : Ottoman Turkish

f. Özür dileyen. Afvedilmesini isteyen

MA'ZERETMEND : Ottoman Turkish

f. Özürlü, kusurlu. Mazeretli

MA'ZİL : Ottoman Turkish

Ayrı. Ayrı bir yer. * Uzak. Baid

MA'ZİRE : Ottoman Turkish

(C: Meâzir) Özür etmek

MA'ZUB : Ottoman Turkish

Kötürüm kimse

MA'ZUL : Ottoman Turkish

(Azl. den) İşinden çıkarılmış, kovulmuş, azledilmiş

MA'ZULEN : Ottoman Turkish

Azledilmiş olarak. İşinden çıkarılmış olarak

MA'ZULİYET : Ottoman Turkish

Azledilme hâli. Açıkta kalınış

MA'ZULÎN : Ottoman Turkish

(Ma'zul. C.) İşinden çıkarılmış olan kimseler. Azledilmişler