Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MA'ZUR : Ottoman Turkish

Özürlü. Özrü olan

MA'ZURİYYET : Ottoman Turkish

Ma'zurluk. Özürlülük

MA'ZUZ : Ottoman Turkish

Katı, şiddetli, şedid

MA'ŞEB : Ottoman Turkish

Otlu yer

MA'ŞER : Ottoman Turkish

Cemâat, müttehid cemâat. Birinin ehil veya iyâli. İns ve cin cemaatı. * Bölük, topluluk

MA'ŞERÎ : Ottoman Turkish

Cemiyete âit. Topluluğa âit. Ortaklaşa. Pek çok

MA'ŞUK(A) : Ottoman Turkish

Aşk ile sevilen, sevgili

MA'ŞUKİYET : Ottoman Turkish

Sevilme hâli. Sevilen bir kimsenin hâli

MA'ŞUŞ : Ottoman Turkish

Zayıf ve cılız adam

MA-BA'D : Ottoman Turkish

Sonra. Gelecekteki

MA-BA'DETTABİA : Ottoman Turkish

(Mâba'de-t tabia) Metafizik. Beş duygu ile bilinmeyen varlıklar hakkında fikrî araştırma yapan felsefe kolu. Bu felsefe ile alâkalı olan

MA-BEKA : Ottoman Turkish

Arta kalan, bâkiye, geri kalan

MA-BİHİ-L-HAYAT : Ottoman Turkish

Yaşamaya sebep olan, hayata vesile olan

MA-BİHİ-L-İ'TİMAD : Ottoman Turkish

İtimada vesile ve sebep olan şey

MA-BİHİ-L-İFTİHAR : Ottoman Turkish

Kendi ile ve onunla iftihar edilecek şey

MA-BİHİ-L-İMTİYAZ : Ottoman Turkish

Kendisi ile imtiyaz kazanılan şey

MA-BİHİ-L-İSTİHKAK : Ottoman Turkish

Hak etme sebebi

MA-DUN : Ottoman Turkish

Aşağı. Alt. Alt derece

MA-FAT : Ottoman Turkish

Kaybolan. Fevt olan. Elden çıkan şey. Kaybedilen

MA-FEVK : Ottoman Turkish

Üstünü. Üstün olanı. * Bir şeyin üstü, üst tarafı. Baş

MA-Fİ-HA : Ottoman Turkish

İçindekiler. O şeyin içinde olanlar

MA-Fİ-L BAL : Ottoman Turkish

Gönülde olan maksad ve meram. (Mâ-fi-z zamir de denilir.)

MA-Fİ-L YED : Ottoman Turkish

Fık: Bir terekenin taksimi yapılmadan varislerden biri veya birkaçı ölürse, bunların terekelerinden varislerine düşen kendi mikdarları

MA-Fİ-L-BAB : Ottoman Turkish

Kapı içinde. Bir kitabın içindeki bölümde (babda) olan şey

MA-Fİ-Z ZAMİR : Ottoman Turkish

Kalbde ve gönülde olan