Ottoman Turkish
MAHSÛLÂT : Ottoman Turkish
ürünler
MAHSÛR : Ottoman Turkish
kuşatılmış
MAHSÛS : Ottoman Turkish
hissedilmiş, birine ayrılmış, bile bile
MAHSÛSİYET : Ottoman Turkish
mahsusluk
MAHSÛSÂT : Ottoman Turkish
mahsuslar
MAHT : Ottoman Turkish
Çıkarmak. * Çekmek
MAHTAB : Ottoman Turkish
(C: Mehâtıb) Odun yığacak yer, odunluk
MAHTAM : Ottoman Turkish
(C: Mehâtım) Burun
MAHTELEF-EL MELEVAN : Ottoman Turkish
Gece ve gündüzün ihtilâfı ve değişmesi müddetince
MAHTİD : Ottoman Turkish
Kişinin durduğu mekân
MAHTUBE : Ottoman Turkish
Evlenmek için istenilen kadın
MAHTUM : Ottoman Turkish
Mühürlenmiş. Damgalanmış. * Kilitlenmiş. * Bağlanmış
MAHTUMANE : Ottoman Turkish
f. Bir kitabı hatmettikten sonra verilen ziyafet
MAHTUN : Ottoman Turkish
Sünnet olunmuş. Hitan edilmiş
MAHTUR : Ottoman Turkish
(Hatar. dan) Hatara, tehlikeye yakın. * Düşünme. Fikir ve endişe
MAHTUT : Ottoman Turkish
(Mahtute) Çizilmiş. Çizgilenmiş. Yazılmış
MAHTÛMÂNE : Ottoman Turkish
itirircesine, bir kitabı bitirince verilen ziyafet gibi
MAHUDANE : Ottoman Turkish
Bir ot adı
MAHUF : Ottoman Turkish
Korkulu. Tehlikeli
MAHUF : Ottoman Turkish
korkulu
MAHULE : Ottoman Turkish
Kocası ölmüş kadın
MAHUR : Ottoman Turkish
f. Kumarhâne. Meyhâne
MAHUZA : Ottoman Turkish
Temiz. İtibarlı, şerefli, asil. * Saf, hâlis, katıksız
MAHV : Ottoman Turkish
Harab olma. Yıkılma. Ortadan kalkma. Çökme. Bozulma. * Tas: Beşeri noksanlıklardan kurtuluş hâli
MAHV : Ottoman Turkish
enlik bakımından silinme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani