Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MELLAHA : Ottoman Turkish

Tuz çıkan yer

MELLAHAN : Ottoman Turkish

(Mellâh. C.) Kaptanlar, denizciler, gemiciler

MELLAHE : Ottoman Turkish

Tuzla

MELLAHÎN : Ottoman Turkish

(Mellâh. C.) Denizciler, gemiciler, kaptanlar

MELLASE : Ottoman Turkish

Yeri düzeltmede kullanılan âlet, sürgü

MELLE : Ottoman Turkish

Çukur

MELMUS : Ottoman Turkish

(C.: Melâmis) (Lems. den) El ile dokunulmuş

MELMUSAT : Ottoman Turkish

(Melmus. C.) El ile dokunmalar. El ile temas etmeler

MELS : Ottoman Turkish

Yalan vâde, yalan söz. * Güzellik, hüsün

MELSA' : Ottoman Turkish

Pürüzsüz ve düz yer. * şarap

MELSUK : Ottoman Turkish

Yapıştırılmış. Bitiştirilmiş

MELSUN : Ottoman Turkish

(C.: Melâsin) Yalancı, kezzâb

MELSÛK : Ottoman Turkish

yapıştırılmış

MELTAFA : Ottoman Turkish

Güzellik, lâtiflik yeri olan şey veya vasıf

MELTEM : Ottoman Turkish

Yaz mevsiminde karadan denize doğru esen rüzgâr

MELTUT : Ottoman Turkish

Karışmış, mahlut

MELUL : Ottoman Turkish

Usanmış. Bıkmış. Bezmiş. * Mahzun

MELULÂNE : Ottoman Turkish

Acıklı ve mahzun bir hâlde

MELUM : Ottoman Turkish

Azarlanmış, tahkir edilmiş, levmolunmuş

MELVAN : Ottoman Turkish

Gece ve gündüz

MELYENE : Ottoman Turkish

Yumuşaklık

MELZE : Ottoman Turkish

At seğirtirken koltuklarını uzatmak. * Süngü ile veya gayrı nesne ile ta'n eylemek

MELZUM : Ottoman Turkish

Mevcud bir şeyle birbirinden ayrılmayan. Mevcud bir şeyle beraber bulunması lâzım gelen. Lüzumlu olmuş olan. Lüzumlu kılınmış

MELZUM : Ottoman Turkish

lüzumlu

MELZUMİYET : Ottoman Turkish

Lüzumlu kılma. Melzumluk