Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MEMNÛNİYET : Ottoman Turkish

memnunluk

MEMNÛNÂNE : Ottoman Turkish

memnunca

MEMRU' : Ottoman Turkish

Otlu yer

MEMSUD : Ottoman Turkish

Vücudu kuvvetli ve sağlam yapılı olan

MEMSUDE : Ottoman Turkish

Devrik yüzlü, münkabız kimse

MEMSUH : Ottoman Turkish

Suratı, daha çirkin şekle sokulmuş. Biçimsiz ve çirkin surete girmiş olan

MEMSUN : Ottoman Turkish

Mesâne hastalığına tutulmuş kimse

MEMSUS : Ottoman Turkish

Massolunmuş, emilmiş. * Baldır, incik

MEMTUL : Ottoman Turkish

Çekiçle döğülerek işlenmiş

MEMTUR : Ottoman Turkish

Üzerine yağmur yağmış. Yağmur yağarak ıslanmış

MEMUT : Ottoman Turkish

Meyyit. Ölmüş

MEMZUC : Ottoman Turkish

Bitişik. Karışık. Karışmış. Birlik olmuş. Birbirine mezc olmuş. * Şakalaşmak. * Oynamak

MEMZÛC : Ottoman Turkish

karışık

MEMÂLİK : Ottoman Turkish

memleketler

MEMÂT : Ottoman Turkish

ölüm

MEMÎL : Ottoman Turkish

Meyletme, bir yana eğilme, temâyül etme

MEMŞA : Ottoman Turkish

(Meşy. den) Ayak yolu. Üzerine basıp yürüdükleri yer

MEMŞUK : Ottoman Turkish

Yazılmış olan, meşkolunmuş. * Uzun boylu zayıf at

MEN : Ottoman Turkish

"(İsm-i Mevsuldür) Şahsa delâlet eder. ""O kimse ki, yahut, kimi, kim, kim ki"" gibi mânâlara gelir. İstifham için olur, yerine göre tesniye (Menân) şeklinde ve cemi (Menun) gibi okunabilir. Akıl sahibleri hakkında kullanılır. Mevsule, şartiye, nekre-i tâmme, nekre-i mevsule olur."

MEN : Ottoman Turkish

yasaklama

MEN DAKKA DUKKA : Ottoman Turkish

"""Kapı çalanın kapısı çalınır."" Yâni, kim birisine bir kötülük yahut iyilik yaparsa ona o şey yapılır. Meselâ: ""Su-i zan eden su-i zanna mâruz olur."""

MEN ENE : Ottoman Turkish

Ben kimim?

MEN HÜVE : Ottoman Turkish

O kimdir?

MEN LEHÜL HAKK : Ottoman Turkish

Fık: Hak sahibi olan kimse

MEN LEM YEZUK LEM YEDRİ : Ottoman Turkish

"Tatmayan bilemez. Kim ki tatmamış; o, tadını bilemez."