Ottoman Turkish
MERHUZ : Ottoman Turkish
Yıkanmış, gusül etmiş
MERHÛM : Ottoman Turkish
ahmetli, ölmüş
MERHÛME : Ottoman Turkish
ölmüş kadın
MERHÛN : Ottoman Turkish
ehin edilmiş
MERİ' : Ottoman Turkish
(C: Emrâ-Emru) Otu çok olan yer. * Ucuzluk olan yer
MERİC : Ottoman Turkish
Çalkantılı, dalgalı
MERİDYEN : Ottoman Turkish
(Bak: Hatt-ı nısf-un nehar)
MERİDYEN : Ottoman Turkish
oylam
MERİH : Ottoman Turkish
ir gezegen
MERİK : Ottoman Turkish
Usfur otu
MERİN : Ottoman Turkish
Hal, durum. * Ahlâk
MERİR : Ottoman Turkish
(C: Merâyir) Uzun ve sağlam ip
MERİRA (MARURE) : Ottoman Turkish
Buğday arasında olan acı bir tohum
MERİRE : Ottoman Turkish
Azimet. (Ruhsat'ın zıddıdır)
MERİŞ : Ottoman Turkish
Üzerinde kuş tüyü olan nesne
MERK : Ottoman Turkish
Kokmuş deri. * Derinin yününü yolmak. * Kazımak. * Nüfuz etmek, içine işlemek
MERKAAN : Ottoman Turkish
Ahmak kimse
MERKAB : Ottoman Turkish
Gözetleme yeri
MERKAD : Ottoman Turkish
Uyku yeri. Yatacak yer. * Mezar, kabir
MERKAT : Ottoman Turkish
(Bak: Mirkat)
MERKAŞ : Ottoman Turkish
Bir şeyin üstünde siyah ve beyaz noktalar olması
MERKEB : Ottoman Turkish
(Rekb. den) Binilen vâsıta. Binilen şey. * Eşek
MERKEB : Ottoman Turkish
inek
MERKEL : Ottoman Turkish
(C: Merâkil) Yol. * Hayvan üstüne binen kimsenin iki tarafından ayağı dibindeki yer
MERKEZ : Ottoman Turkish
(Rekz. den) Bir şeyin ortası. Vasat. Yol. Durum, vaziyet. Hal, suret. * Şubeleri bulunan bir teşkilâtın idâre olunduğu ve emir veren yeri, makamı. Bir şeyin en işlek yeri. Teşkilât olan yerin en yüksek makamı. * Geo: Dairenin orta noktası. Çaplarının kesim noktası
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani