Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MESÎL : Ottoman Turkish

kanal, benzer

MESÎRE : Ottoman Turkish

gezinti yeri

MESÎREGÂH : Ottoman Turkish

gezinti yeri

MESÛD : Ottoman Turkish

saadetli, mutlu

MESÛDİYET : Ottoman Turkish

mesutluk

MESÛDÂNE : Ottoman Turkish

saadetle

MESÛK : Ottoman Turkish

sevk olunan

MESÛL : Ottoman Turkish

sorumlu

MESÛLİYET : Ottoman Turkish

sorumluluk

MESÜNN : Ottoman Turkish

(Mesünniyyet) Yaşlı olmak. (Bak: Müsinn)

MET' : Ottoman Turkish

Uzun ve yüce olmak

MET'ABE : Ottoman Turkish

(C.: Metâib) Meşakkat, zahmet. Yorgunluk

MET'UB : Ottoman Turkish

(Ta'b. dan) Bitkin, yorgun

META : Ottoman Turkish

"Ne vakit? Ne zaman? mânasında olup, mutlak ve mübhem vakit edatıdır. Bazan ""Min"" harfi-i cerri yerinde ve suâl için de kullanılır."

META' : Ottoman Turkish

Fayda. Menfaat. * Kıymetli eşya. Tüccar malı

META-UL GURUR : Ottoman Turkish

Gurur metaı. İnsanı aldatıp Allah yolundan alan dünya zevki veya menfaatı, insanlara riyakârlık için kullanılan dünya malı

METAB : Ottoman Turkish

Tevbe etmek. * Rücu etmek, geri dönmek, caymak, vazgeçmek

METABİ' : Ottoman Turkish

(Matbaa. C.) Matbaalar, basımevleri

METABİH : Ottoman Turkish

(Matbah. C.) Mutfaklar

METAF : Ottoman Turkish

Tavaf edecek yer

METAFİZİK : Ottoman Turkish

(Bak: Mâba'det tabia)

METAİB : Ottoman Turkish

Yorgunluklar. Meşakkatler. Eziyet verecek şeyler

METAİB-İ SEFER : Ottoman Turkish

Muhârebe veya yol yorgunlukları

METAL : Ottoman Turkish

Lât: Mâden. * Matbaacılıkta harfleri teşkil için eritilen kurşun, karışık madde

METALİ' : Ottoman Turkish

Matla'lar. Tulu' edecek yerler veya zamanlar. Güneş veya benzerinin doğduğu yerler. * Ast: Herhangi bir yıldızın i'tidal-i rebii (Arz'ın güneş etrafındaki gezmesinde, 20 Mart'ta bulunduğu) noktasından geçmek üzere başlangıç kabul edilen daire ile bu yıldızın semavî istiva dairesi üzerindeki ara kesitleri arasında kalan kavis. * Edb: Kaside veya gazelin ilk beyitleri