Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MEŞRUM : Ottoman Turkish

Yarılmış

MEŞRUT : Ottoman Turkish

Şartlı. Şart ile bağlı

MEŞRUTA : Ottoman Turkish

Bir kimseye veya bir zümreye bırakılmış, bazı şartlara bağlı oluş. * Sahibi tarafından veresesine satılmamak şartiyle bırakılmış ev vesaire

MEŞRUTİYYET : Ottoman Turkish

Bir hükümdarın başkanlığı altında millet meclisi ile idare edilen devlet sistemi

MEŞRUTÎ : Ottoman Turkish

Bir şahıs veya millet meclisi ile idare edilen devlet sistemi

MEŞRÛ : Ottoman Turkish

dine uygun

MEŞRÛBÂT : Ottoman Turkish

içecekler

MEŞRÛH : Ottoman Turkish

açıklanmış

MEŞRÛHÂT : Ottoman Turkish

açıklananlar

MEŞRÛİYET : Ottoman Turkish

dine uygunluk

MEŞRÛT : Ottoman Turkish

şarta bağlı

MEŞRÛTA : Ottoman Turkish

şarta bağlanmış

MEŞRÛTİYET : Ottoman Turkish

devletin bir hükümdarın başkanlığı altındaki millet meclisi tarafından idare edildiği yönetim biçimi

MEŞRÛTİYETPERVER : Ottoman Turkish

meşrutiyeti seven

MEŞRIK : Ottoman Turkish

Güneş doğacak cihet. Gündoğusu. Doğu. Şark ciheti. * Şems-âbâd, güneşi bol yer. Kış vakti ısınmak için güneşe karşı oturacak yer. * Tövbe kapısının adı

MEŞRIK : Ottoman Turkish

doğu

MEŞRIK-I NUR : Ottoman Turkish

Nurun kaynağı. Nurun geldiği cihet

MEŞRIK-I TULU' : Ottoman Turkish

Işığın, nurun geldiği şark ciheti

MEŞT : Ottoman Turkish

Baş tarama. * Tarak

MEŞTA : Ottoman Turkish

(C.: Meşâti) (Şitâ. dan) Kış mevsiminde barınılacak yer. Kışlık otlak, kışla

MEŞTAT : Ottoman Turkish

(C: Meşâti) Kışlak

MEŞTUM : Ottoman Turkish

Şetm olunmuş. Sövülüp sayılmış

MEŞUB : Ottoman Turkish

Karışmış

MEŞUK : Ottoman Turkish

Âşık, tutkun

MEŞUM : Ottoman Turkish

Vücudu benekli adam