Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MİŞYA' : Ottoman Turkish

Boşboğaz. Çok konuşan

MİŞYE : Ottoman Turkish

Bir yürüme çeşidi

MİŞZEB : Ottoman Turkish

Dişli orak. * Bağcıların asma çubuğu kesecek âletleri

MODA : Ottoman Turkish

Fr. Geçici yenilik. Elbise ve süslenmede geçici hevesler ve fantezi düşkünlüğü sebebiyle çıkartılan yeni tarz ve şekiller. Bunlar israfı artırır ve iktisada aykırıdır

MODEL : Ottoman Turkish

Fr. Biçim, örnek, şekil. * Resim yâhut heykel yapılırken bakarak benzetilmeğe çalışılan şey veyâ şahıs

MODEL : Ottoman Turkish

örnek, misal

MODERN : Ottoman Turkish

Fr. şimdiki zamana uygun, asri. (Bak: Medeniyet)

MOLA : Ottoman Turkish

İstirahat için işe ara vermek ve duraklamak. * Denizcilike: Gevşetme, koyverme manâsındadır

MOLEKÜL : Ottoman Turkish

Fr. Kim: Vasıflarını kaybetmemek şartıyla ayrılabilen herhangi bir maddenin en küçük cüz'ü, parçası

MOLLA : Ottoman Turkish

Eskiden büyük âlimlere verilen isim. * Büyük kadı. * Efendi, hoca, Medrese talebesi

MOLLA : Ottoman Turkish

üyük âlim, medrese talabesi

MOLLA CÂMİ : Ottoman Turkish

(Bak: Câmi)

MOLLAYANE : Ottoman Turkish

Mollaya yakışır şekilde. Mollaca

MOLOZ : Ottoman Turkish

Yapılardan artan veya viranelerden çıkartılan ufak taşlar. * Bir işe yaramaz insan

MONARŞİ : Ottoman Turkish

"Fr. Hâkimiyetin kaynağı birtek şahısta (Kral, padişah, han v.s.) olduğu kabul edilen devlet şeklidir. Bu şahsın, yani devlet başkanının yanında bir meclis (parlamento) olursa; meşruti monarşi; olmazsa; mutlak monarşi ismini alır. Ayrıca devlet başkanının iş başına gelmesi şekline göre, irsi veya seçimli monarşi adlı çeşitleri de vardır.Monarşi, istibdat demek değildir. 1877 yılına kadar Osmanlı Devletinde bir parlamento yoktu. Fakat kanunlar âdil bir şekilde tatbik ediliyordu. Bu tarihte mutlak monarşi sona ermiş, meşruti monarşi devri başlamıştır. Asırlardır İngiltere de, meşruti monarşi devlet şekline sâhiptir. Monarşi, bir devlet şekli olduğu için, hükümet şeklinden ayrıdır. Yâni monarşik bir devlette, hükümetin kurulması ve vazife görmesi hukuk ve adâlete uygun olabilir. Eğer meşruti monarşi ise, hükümetin teşkili ve faaliyeti, parlamenter demokrasi esaslarına uygun olarak tanzim edilebilir ve yürütülebilir."

MORAL : Ottoman Turkish

uh gücü

MOĞOL : Ottoman Turkish

Asyada bir kavim

MU'BİLE : Ottoman Turkish

(C.: Meâbil) Yassı, uzun ok temreni

MU'BİR : Ottoman Turkish

Terkolunmuş, bırakılmış, terkedilmiş

MU'CEM : Ottoman Turkish

İ'câm edilmiş, noktalanmış, noktalı. * Hadis şeyhlerinin herbirisi. * Harf-ı heca sırasına konularak, her birisinin tarikından müellife kadar gelen rivayetleri toplayan kitaba denir

MU'CİB : Ottoman Turkish

(Aceb. den) Taaccübe, hayrete düşüren. Şaşkınlık veren

MU'CİBE : Ottoman Turkish

Taaccüb edilecek, şaşılacak şey

MU'CİR : Ottoman Turkish

Bir çeşit kadın başörtüsü. Eşarp

MU'CİZ : Ottoman Turkish

İnsanı âciz bırakan iş. Aynısını yapmakta başkalarını acze düşüren, kudretsiz kılan, kimsenin yapamıyacağı yolda olan

MU'CİZ-EDA : Ottoman Turkish

f. Mu'cize gösteren. Başkalarının yapamıyacağı kadar mu'cize derecesinde iş ortaya koyan. Edası mu'ciz olan