Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MU-SA(Y) : Ottoman Turkish

f. Ustura

MUABBİR : Ottoman Turkish

(İbâret. den) Rüyâ tabir eden. Görülen rüyalardan mânâ çıkaran

MUABBİRÎN : Ottoman Turkish

(Muabbir. C.) Görülen rüyalardan mânâ çıkaranlar. Rüya tabir eden kimseler

MUACCEL : Ottoman Turkish

Acele olunmuş, ta'cil edilmiş, mühletsiz. Peşin. Va'desiz

MUACCEL : Ottoman Turkish

acele, peşin

MUACCELAT : Ottoman Turkish

(Muaccel. C.) Peşin ödemeler

MUACCELE : Ottoman Turkish

Beylik ve evkaf kiralarından peşin alınan kısım

MUACCELEN : Ottoman Turkish

Peşin olarak. * Çabuk ve acele olarak

MUACCELÂNE : Ottoman Turkish

Acele olarak. Peşin olarak

MUACCİZ : Ottoman Turkish

Sıkıcı. Bıktırıcı. Usandırıcı. Taciz edici. Rahatsız eden. Yapışkan. Sırnaşık

MUACCİZ : Ottoman Turkish

sıkıntı verici, rahatsız edici

MUAD : Ottoman Turkish

Geri çevrilmiş, iâde edilmiş, döndürülmüş

MUADADAT : Ottoman Turkish

Yardım etme, muvavenet etme

MUADAT : Ottoman Turkish

Karşılıklı düşmanlık, karşılıklı husumet

MUADD : Ottoman Turkish

Hazırlanmış. İdâd olunmuş

MUADDEL : Ottoman Turkish

Tadil edilmiş. Eski hâli değiştirilmiş

MUADDİL : Ottoman Turkish

Tadil eden. * Düzelten. Müsâvi ve beraber kılan. Denkleştiren

MUADDIL : Ottoman Turkish

(Muazzıl) Güçleştiren, güç duruma sokan, daraltan

MUADELAT : Ottoman Turkish

(Muâdele. C.) (Adl. den) Beraberlikler, musâvilikler

MUADELE : Ottoman Turkish

Müsâvilik, eşitlik. İki şey arasında mikdarca, vasıfca beraberlik. * Karşılıklı anlayış. * Adâlet. * Mc: Anlaşılmaz iş. Muammâ

MUADELET : Ottoman Turkish

Müsâvilik, denklik. Karşılıklı uygunluk. Eşitlik

MUADİL : Ottoman Turkish

Müsâvi, eşit, denk. * Fiz: Eş değer

MUAF : Ottoman Turkish

Afvolunmuş. İstisna edilmiş, ayrı tutulmuş. Bağışlanmış. Serbest

MUAFAT : Ottoman Turkish

Afvetmek. * Sıhhat vermek. * Sıhhat ve âfiyet bulmuş, iyileşmiş kimse. * Hastalık veya belâdan korunma. Musibetlerden muhafaza olunma

MUAFESE : Ottoman Turkish

Tedavi etmek