Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MUALLİM : Ottoman Turkish

Ta'lim eden, öğreten, ilim öğreten

MUALLİM : Ottoman Turkish

ilim belleten, öğretmen

MUALLİME : Ottoman Turkish

Hanım hoca. Öğreten ve tâlim eden kadın veya kız

MUALLİME : Ottoman Turkish

hanım öğretmen

MUALLİMÂT : Ottoman Turkish

Öğretici kadınlar, kadın hocalar

MUALLİMÎN : Ottoman Turkish

Muallimler. Hocalar, ta'lim edenler, öğretenler

MUALLÂ : Ottoman Turkish

yüce

MUALLÎ : Ottoman Turkish

Yücelten, yükselten. * Sağılır davarın sağ tarafından sağmaya varan kişi

MUAMELAT : Ottoman Turkish

(Muâmele. C.) Muameleler

MUAMELE : Ottoman Turkish

(C.: Muâmelât) Hatt-ı hareket. Davranma, davranış. Birbiri ile iş görme, amel etme. Alış veriş. * Resmi dairelerde yapılan herhangi bir iş

MUAMELE : Ottoman Turkish

davranış, işlem

MUAMELÂT : Ottoman Turkish

muameleler, işlemler

MUAMERE : Ottoman Turkish

İmaret etmek

MUAMİL : Ottoman Turkish

(Amel. den) İş yapan. Muamele yapan. Muameleci

MUAMMA : Ottoman Turkish

(Amâ. dan) Anlaşılmaz iş. Karışık şey. Bilinmeyen hâl

MUAMMEM : Ottoman Turkish

Başı sarıklanmış. İmamelenmiş. Sarıklı olan

MUAMMER : Ottoman Turkish

Ömür süren. Çok yaşamış. Uzun ömürlü, bahtlı

MUAMMER : Ottoman Turkish

uzun ömürlü

MUAMMERÎN : Ottoman Turkish

(Muammer. C.) (Ömr. den) Muammerler. Uzun ömürlü kimseler

MUAMMÂ : Ottoman Turkish

ilmece

MUAMMÂÂLÛD : Ottoman Turkish

ilmeceli

MUAN'AN : Ottoman Turkish

An'aneli. Senedli. Kimden kime haber verildiği şâhid ve râvilerin isimleri ile bildirilmiş olarak

MUANAKA : Ottoman Turkish

Birbirinin boynuna sarılma. Kucaklaşma

MUANAT : Ottoman Turkish

Bir şeyin zahmetini çekme. * Bir nesneyi dikkatle göz altında bulundurma. Ona göz kulak olma

MUANBER : Ottoman Turkish

(Anber. den) Güzel kokan. Güzel kokulu