Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MUAZZİR : Ottoman Turkish

(Özür. den) Ta'zir eden, sahte özür süren

MUAZID : Ottoman Turkish

Yardım eden

MUAŞAKA : Ottoman Turkish

Sevişme. Ziyadesiyle arz-ı muhabbet etme. Birbirini sevme. Karşılıklı aşk ve muhabbet

MUAŞERE : Ottoman Turkish

Karışmak

MUAŞERET : Ottoman Turkish

Birlikte yaşanılanlar. * Sünnet dâiresinde insanlarla iyi münâsebet

MUAŞİR : Ottoman Turkish

Muâşeret eden ve birbiriyle iyi geçinir olan

MUAŞİRÂN : Ottoman Turkish

(Muaşir. C.) Muaşirler. Birbirleriyle iyi geçinen kimseler

MUAŞIK : Ottoman Turkish

(Işk. dan) Seven, âşık olan. Muhabbet eden

MUAŞŞER : Ottoman Turkish

(Aşr. dan) Onlu, onluk. On kısma bölünmüş. * Edb: Onar mısralık bendlerden teşekkül eden manzumeler

MUAŞŞEŞ : Ottoman Turkish

Ağaçlarında kuş yuvası çok olan yer

MUAŞŞİR : Ottoman Turkish

(Aşr. dan) Ondalıkçı. Öşürcü. Aşar memuru

MUBADİL : Ottoman Turkish

(Bak: Mübâdil)

MUBAH : Ottoman Turkish

(İbâhe. den) İşlenmesinde sevab ve günah olmayan şey. * Fık: Yapılması ve yapılmaması şer'an câiz bulunan şey. (Yemek, içmek, uyumak gibi.)

MUBAHASE : Ottoman Turkish

(Bak: Mübâhese)

MUBAHAT : Ottoman Turkish

(Mubah. C.) Mübahlar. Günahı, sevabı olmayan, işlemesi ne haram, ne de helâl olan şeyler

MUBAHHAL : Ottoman Turkish

Cimri, tamahkâr, pinti

MUBAHHAR : Ottoman Turkish

Tütsülenmiş. * Buhar hâline gelmiş, buharlanmış

MUBAREK : Ottoman Turkish

(Bak: Mübârek)

MUBAREZE : Ottoman Turkish

(Bak: Mübâreze)

MUBASARA : Ottoman Turkish

"Görme yarışına çıkma. İki kişinin, ""hangimiz evvel görüyor"" diye bir yere bakması."

MUBASSIR : Ottoman Turkish

Gözetici, bekleyici, bakıcı. * Eskiden gümrüklerde muhafaza memuru ve mektebte talebenin inzibatına bakan memur

MUBASSIR : Ottoman Turkish

gözcü, bakıcı

MUBATAŞA : Ottoman Turkish

İki kişi elleriyle birbirlerini kucaklamağa çalışma

MUBATTIN : Ottoman Turkish

Kin tutan, hased eden. * Karnı zayıf ve içine çökük olan

MUBAŞERET : Ottoman Turkish

(Bak: Mübâşeret)