Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MUHADDİSÎN : Ottoman Turkish

Hadis ilmiyle uğraşan eskiden gelmiş büyük ve kâmil zâtlar. Peygamberimizin (A.S.M.) sözünü işiterek bildirenler. (Bak: Hâfız)

MUHADDİSÎN-İ MUHADDESÛN : Ottoman Turkish

Allah tarafından kendilerine ilham olunan muhaddisler

MUHADDİŞ : Ottoman Turkish

Kulağı tırmalıyan. Tahdiş eden

MUHADEA : Ottoman Turkish

Aldatmak, hilecilik, oyun etmek

MUHADEME : Ottoman Turkish

Hizmet etmek

MUHADENET : Ottoman Turkish

Yakın ahbablık, samimiyet. Dostluk

MUHADERE : Ottoman Turkish

Sür'at etmek

MUHADESE : Ottoman Turkish

(Hadis. den) Konuşma. Birbirine hikâye söyleme

MUHADEŞE : Ottoman Turkish

Tırmalama. Sıkıntı ve zahmet verme

MUHADİ' : Ottoman Turkish

(Had'. dan) Aldatan, kandıran. Hile eden, oyun yapan

MUHADİANE : Ottoman Turkish

f. Aldatarak, hile yaparak

MUHADİŞ : Ottoman Turkish

Zahmet, ıztırab ve sıkıntı verici. Tırmalayıcı

MUHAFAZA : Ottoman Turkish

Zarar ve ziyandan sakınıp korumak. * Himâye ve hıfzetmek. Gözetlemek. * Bir şeye devamlı olmak

MUHAFAZA : Ottoman Turkish

koruma

MUHAFAZAKÂR : Ottoman Turkish

f. Koruyucu. * Dinî amel ve işlere muhabbet eden. Dinî inanışında sağlam olan ve değiştirmeden muhafaza eden yüksek ve sâdık insan

MUHAFAZAKÂR : Ottoman Turkish

koruyucu

MUHAFAZAT : Ottoman Turkish

Muhafızlık, koruyuculuk

MUHAFETE : Ottoman Turkish

Söyleme, yavaş okuma

MUHAFFEF : Ottoman Turkish

Hafiflendirilmiş, hafif edilmiş olan

MUHAFFEF : Ottoman Turkish

hafifletilmiş

MUHAFFİF : Ottoman Turkish

(Hıffet. den) Hafifleten, hafifletici

MUHAFIZ : Ottoman Turkish

Muhafaza eden. Değiştirmeyen. Saklayan. Koruyan. Bekçi

MUHAFIZÎN : Ottoman Turkish

(Muhafız. C.) Muhafızlar, bekçiler. Bir yeri koruyup bekleyen kimseler

MUHAHA : Ottoman Turkish

Kemikten çıkan nesne

MUHAK : Ottoman Turkish

(Mahâk
Mihâk) Her arabi ayın son üç gecesi