Ottoman Turkish
MUHALEFET : Ottoman Turkish
Kabulsüzlük. Karşı durma. Uyuşmazlık. Zıt gitmek. Zıddiyet. Muvafık olmamak
MUHALEFET-ÜN Lİ-L HAVADİS : Ottoman Turkish
Cenab-ı Hakk'ın ne zâtında ne sıfâtında (mevcud olsun, mevhum olsun, muhayyel olsun), hiç bir şeye hiç bir cihette benzememesi
MUHALESE : Ottoman Turkish
Bir şeyi alıp kaçmak
MUHALESET : Ottoman Turkish
(Hulus. dan) Birbirlerine iyi muamele etme. Birbirleriyle dostça geçinme
MUHALHİL : Ottoman Turkish
Havayı hafifleten
MUHALİB : Ottoman Turkish
Süt sağan. * Devrin hayır ve şerli işlerini tecrübe eden
MUHALİF : Ottoman Turkish
Uymayan. Birbirine benzemiyen. Birbirine zıt olan. * Başka şekilde düşünen. * Karşı duran
MUHALİFÎN : Ottoman Turkish
Muhalif olanlar. Muhalifler
MUHALLA : Ottoman Turkish
Tahliye olunmuş. Boşaltılmış. * Serbest bırakılmış
MUHALLAK : Ottoman Turkish
Tıraş olmuş. * Hacıların Mina'da tıraş oldukları yer
MUHALLASA : Ottoman Turkish
Mevruz otu denilen bir nevi ot
MUHALLEB : Ottoman Turkish
Nakışı ve güzelliği çok olan elbise. * Cam. * Aldanmış
MUHALLED : Ottoman Turkish
(Huld. dan) Ebedî. Dâimî. Bâki. Sürekli olarak kalan
MUHALLED : Ottoman Turkish
sürekli
MUHALLEDAT : Ottoman Turkish
(Muhalled. C.) Dâimî olarak kalacak şeyler. * şâheserler
MUHALLEDÎN : Ottoman Turkish
(Muhalled. C.) Sürekli ve dâimî olarak kalan şeyler
MUHALLEDÛN : Ottoman Turkish
Bâki ve dâimî olanlar. * Dâimî surette Cennet'te kalacak olanlar
MUHALLEF : Ottoman Turkish
Bir ölünün bıraktığı mal. * Geride kalan
MUHALLEFAT : Ottoman Turkish
(Muhallefe. C.) Ölen bir kimsenin bıraktığı şeyler. Metrukât
MUHALLEFE : Ottoman Turkish
Ölen bir adamın dul kalan karısı
MUHALLES : Ottoman Turkish
Kurtarılmış. Tahlis olunmuş
MUHALLİD : Ottoman Turkish
(Huld. den) Ebedîleştiren. Devamlı, sürekli ve ebedî kılan
MUHALLİL : Ottoman Turkish
(Hall. den) Eriten. Analiz yapan, tahlil eden. * Fık: Üç talakla boşanan ve iddetini bitiren bir kadınla evlenen erkek. (Karıyı boşayan birinci kocaya: Muhallelün leh denir.) * Tıb: Şişlere, iltihablara yarıyan ilaç
MUHALLİM : Ottoman Turkish
Halim selim eden. Yavaş kılan. (Öfkeli birisini) yumuşatan
MUHALLİS : Ottoman Turkish
(Halâs. dan) Kurtaran, halâs kılan, tahlis eden
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani