Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MUKTEZA-İ HİLKAT : Ottoman Turkish

Yaradılışın gerektirdiği şey. Yaradılış itibariyle olan hal ve netice

MUKTEZA-İ HÂL : Ottoman Turkish

Duruma göre. İcabına göre. Hal ve vaziyetin gerektirdiğine göre

MUKTEZİYYAT : Ottoman Turkish

İktiza eden şeyler. Gerekli olan ve icab eden şeyler

MUKTEZÂ : Ottoman Turkish

gereken, gerekirlik

MUKTEZÎ : Ottoman Turkish

(Muktazî) Lüzumlu olduğu taayyün etmiş, anlaşılmış. * İktiza eden. Gerekli. Lâzım

MUKTEZÎ : Ottoman Turkish

gerektiren, gerekçe

MUKTEZÎYÂT : Ottoman Turkish

gerektirenler, gerekçeler

MUKTİR : Ottoman Turkish

Dar hâlli, durumu sıkıntılı. * Kocasını nafaka bakımından sıkıştıran kadın

MUKVERE : Ottoman Turkish

İnce, zayıf kadın

MUKZA : Ottoman Turkish

Tamamlanmış. * Lüzumlu görülmüş

MUKZA' : Ottoman Turkish

Seri, hafif nesne

MUKZÎ : Ottoman Turkish

Gerekli görülmüş. * Hüküm ve kazâ olunmuş. * Tamamlanmış

MUKZI' : Ottoman Turkish

Fuhşiyat söyleyen, ahlâksızca şeyler konuşan

MUKÂBELE : Ottoman Turkish

"Hapsetmek. * Sonraya bırakmak, tehir etmek. * Meşveret etmek, danışmak. * Bir kimsenin evi yanında bir ev satıldığında; ""başka kimse satın alsın, ben ondan şüf'a yolu ile alayım"" diye şirâsına muhtaç iken tehir etmek."

MUKÎL : Ottoman Turkish

Hataları, yanlışları afveden

MUKÎL : Ottoman Turkish

hataları affeden

MUKÎM : Ottoman Turkish

"İkamet eden. Ayakta duran. * Okuyan. * Bir memlekette devamlı duran. * Fık: Vatanında veya vatanı sayılan bir yerde onbeş günden fazla kalan kimse. (18 saatlik uzağa gidene ""Misâfir"" denir.) * Esmâ-i İlâhiyyeden olup ""Her şeyi ayakta tutan, devam ettiren ve kayyumiyet sırrıyla bir an bile hiç bir şeyden alâkasız olmayan"" meâlindedir."

MUKÎM : Ottoman Turkish

oturan, yerleşik

MUKÎM-ÜS SÜNNET : Ottoman Turkish

Hz. Muhammed'in (A.S.M.) Tevrat ve Zebur'daki ismi, sünnet ikame eden

MUKÎT : Ottoman Turkish

Muhafaza eden. Hâfız. Amelleri zâyi' etmeyip koruyan. Gizliyi bilen. Gıda ve rızık veren

MUKILL : Ottoman Turkish

Malı az olan. Fakir

MUKILLÎN : Ottoman Turkish

Fakirler. Muhtaç olanlar

MUKIRR : Ottoman Turkish

(Karâr. dan) Doğruyu ve gerçek olanı söyliyen. Kabahat veya ayıbını gizlemeden söyliyen. * Fık: Birinin, kendisinde hakkı olduğunu haber veren kimse

MUKŞA : Ottoman Turkish

Kabuğu çıkarılmış. * Derisi soyulmuş

MUKŞAİRR : Ottoman Turkish

Ürperen