Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MUNTAZAR : Ottoman Turkish

Ümid ile gözlenen. Beklenen. Gözetilen

MUNTAZAR : Ottoman Turkish

eklenen

MUNTAZIR : Ottoman Turkish

Bekleyen. Gözleyen. Birisinin gelmesini bekleyen

MUNTAZIR : Ottoman Turkish

ekleyen

MUNTAZIRAN : Ottoman Turkish

Bekliyerek, intizâr ederek

MUNTAZIRAN : Ottoman Turkish

ekleyerek

MUNTAZIRÂNE : Ottoman Turkish

f. Bekliyerek, muntazıran, intizâr ederek

MUNTAZIRÂNE : Ottoman Turkish

eklercesine

MUNTAZIRÎN : Ottoman Turkish

(Muntazır. C.) Bekliyenler, gözliyenler. İntizar edenler

MUNZACIR : Ottoman Turkish

Yüreği sıkılmış

MUNZALİM : Ottoman Turkish

Kendi isteğiyle veya istemiyerek zâlimin zulmüne boyun eğen

MUNZAM : Ottoman Turkish

eklenen

MUNZAMM : Ottoman Turkish

Zamm edilen. İlâve edilen. * Ek. Üste konan, katılan

MUNZAR : Ottoman Turkish

Geciktirilmiş, te'hir edilmiş. Sonraya bırakılmış

MUNZİC : Ottoman Turkish

Hazmettirici, sindirici. * Tıb: Yara veya çıbanı cerahatlendiren. * Kemâle eren, inzâc eden

MUNZİCÂT : Ottoman Turkish

Yaranın iltihabını yok edici, irinini akıtıcı (ilâçlar)

MUNÂTIF : Ottoman Turkish

ir tarafa yönelmiş, meyletmiş

MUR : Ottoman Turkish

f. Karınca. Neml

MURA : Ottoman Turkish

Kedi sesi. Kedi miyavlaması

MURABAA : Ottoman Turkish

Yazlığa çıkmak üzere mukavele yapma

MURABAHA : Ottoman Turkish

Bir malı kâr ile satmak. * Bir miktar ilâve ederek ödünç para alıp vermek. * Fâiz ile para alıp vermek

MURABATA : Ottoman Turkish

Düşmanla karşılaşılacak yerlerde gözetip sebatla nöbet beklemek. * Mülâzemet etmek. * Bağlamak

MURABBA : Ottoman Turkish

Terbiye görmüş. * Kaynatıp kıvama geldikten sonra dondurulmuş. * Meyve suyu tatlısı. Reçel. Ezme

MURABBA : Ottoman Turkish

kare

MURABBA' : Ottoman Turkish

Dört köşeli şekil. * Dörde çıkarılmış. Dörtlü. Dört şeyden olmuş. * Geo: Kare