Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MÂFÜVV : Ottoman Turkish

ağışlanmış

MÂHASAL : Ottoman Turkish

Hâsıl olan, meydana gelen. * Netice, sonuç

MÂHASAL-I ÖMR : Ottoman Turkish

Evlât. Çocuk. * Hayat boyunca çalışılarak vücuda getirilen eser veya elde edilen şey

MÂHAZAR : Ottoman Turkish

Daha evvelden hazır olan. Hazır olarak ne varsa

MÂHİR : Ottoman Turkish

maharetli, becerikli

MÂHİRÂNE : Ottoman Turkish

ustaca, beceriklice

MÂHUD : Ottoman Turkish

ilinen, sözü edilen

MÂHUDİYET : Ottoman Turkish

ilinirlik

MÂHÂZÂ : Ottoman Turkish

Bu nedir? * Bu değil

MÂHÂZÂ KELÂM-ÜL-BEŞER : Ottoman Turkish

Bu, insan sözü, beşer kelâmı değildir

MÂHÎ : Ottoman Turkish

alık

MÂİDE : Ottoman Turkish

sofra

MÂİL : Ottoman Turkish

Eğik. Bir tarafa eğilmiş. Eğri. * Meyilli. Hevesli. İstekli. * Düşkün. * Benzer

MÂİL : Ottoman Turkish

eğilmiş, meyilli, istekli, andırır, yörünge

MÂİL-İ İNHİDÂM : Ottoman Turkish

Yıkılmağa yüz tutmuş

MÂİL-İ KAMER : Ottoman Turkish

Ayın dünya etrafında dolaştığı dâire. Ayın mahreki, yörüngesi

MÂİLE : Ottoman Turkish

Coğ: Dağların bir yana doğru alçalıp giden taraflarından her biri. * Eğri, eğilmiş

MÂİLE : Ottoman Turkish

eğri, eğik

MÂİLİKAMER : Ottoman Turkish

ayın yörüngesi

MÂİLİYYET : Ottoman Turkish

Eğiklik. Meyillik

MÂKABL : Ottoman Turkish

öncesi

MÂKES : Ottoman Turkish

yansıma yeri, ayna

MÂKİS : Ottoman Turkish

karşılaştırma

MÂKÛD : Ottoman Turkish

ağlı

MÂKÛL : Ottoman Turkish

akla uygun