Ottoman Turkish
NESC : Ottoman Turkish
dokuma, örme
NESCOLMAK : Ottoman Turkish
Dokunmak, örülmek, örülü hâle gelmek. Kumaş dokunması, bez dokunması. (Canlıların vücudundaki nescolunmak gibi)
NESCÎ : Ottoman Turkish
Nesc ile alâkalı
NESEB : Ottoman Turkish
Sülâle, hısımlık, karabet, soy. Baba soyu, atalar zinciri. * Vuslat
NESEB : Ottoman Turkish
soy, sülale
NESEBEN : Ottoman Turkish
Soyca, sülâlece, soy bakımından
NESEBEN : Ottoman Turkish
soyca, soy bakımından
NESEBÎ : Ottoman Turkish
Neseb ve soya âit. Sülâle ile alâkalı
NESEBÎ : Ottoman Turkish
soy yönünden, neseble ilgili olarak
NESEL : Ottoman Turkish
Davar sağıldıktan sonra meme başlarında arta kalan sütü. * İki tarafı saf saf ağaçlar olan yol
NESEM : Ottoman Turkish
Soluk ruh, nefes. Rahatı mucib hâlet. * Rüzgârın lâtif, hoş esmesi
NESEME : Ottoman Turkish
(Nesme)
(C: Nüsüm) Nefs. İnsanın ve her nesnenin başlangıcı
NESEVİYYET : Ottoman Turkish
Kadınlık
NESEVÎ : Ottoman Turkish
(Neseviye) Kadına mensub, kadınla alâkalı, kadınlık
NESF : Ottoman Turkish
Bir yapıyı temelinden yıkma
NESFE : Ottoman Turkish
Dökülmüş ve saçılmış un
NESG : Ottoman Turkish
Gitmek. * Almak. * Ağaç kesildiğinde çıkan su. * Vurmak. * Dürtmek
NESH : Ottoman Turkish
Ist: Şer'i bir hükmü yine şer'i bir emirle kaldırmaktır. (İtikada ait olan ve zamanla değişmeyen hükümlerde nesih olmaz, bunlar sabit birer hakikattırlar.) * Bir şeyin aynını kopya etmek, aynını çoğaltmak. * İbtal etmek, hükümsüz bırakmak, değiştirmek. * Nakletmek, kaldırmak, bir şeyi zâil kılmak. (Güneşin, gölgeyi giderdiği gibi.)
NESH : Ottoman Turkish
kaldırma, hükümsüz bırakma
NESHÎ : Ottoman Turkish
Nesihle alâkalı, neshe ait. * Bir cins yazı
NESİ' : Ottoman Turkish
(C.: Ensâ) Yolcuların ve misafirlerin konakladıkları menzilde düşürdükleri esvap. * Unutkan. * Unutulan. Unutulmuş olmak
NESİB : Ottoman Turkish
Asil kadının vasfı. * Edb: Kasidenin âşıkâne olan mukaddemesi
NESİC : Ottoman Turkish
(C: Nüsüc) (Nesc. den) Dokunmuş, nescolunmuş
NESİCE : Ottoman Turkish
(C: Nesâyic) Dokunmuş, nescolunmuş şey
NESİE : Ottoman Turkish
Veresiye almak. Satın alınan şeyin bedelini vermeyip sonraya bırakmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani