Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
NEVŞ : Ottoman Turkish

Bir şeyi el uzatıp almak ve istemek. * Yürümek. * Sür'atle deprenip kalkmak. * Alıp yemek

NEVŞAH : Ottoman Turkish

f. Yeni dal. * Yeni bitmiş geyik boynuzu

NEVŞE : Ottoman Turkish

f. Genç hükümdar. * Yeni damat

NEVŞÜKÜFTE : Ottoman Turkish

f. Yeni açılmış (çiçek)

NEY : Ottoman Turkish

Kamıştan yapılan damaksız düdük. * Kamış kalem. * Mc: Kâmil insan. * Farsçada
Yokluk. (Bak: Nay)

NEY : Ottoman Turkish

üflemeli bir çalgı

NEY' : Ottoman Turkish

Susuzluk. * Meyletmek, eğilmek

NEYB : Ottoman Turkish

Dişle ısırmak

NEYDELAN : Ottoman Turkish

Kâbus denilen ağırlık ki uyku arasında olur

NEYELAN : Ottoman Turkish

İsteğe ulaşma. Arzulanan şeye vâsıl olma

NEYFAK : Ottoman Turkish

Tilki derisinden olan kürk

NEYH : Ottoman Turkish

Vücudun kemikleri taze iken pekişmek

NEYİSTAN : Ottoman Turkish

f. Kamışlık, sazlık

NEYK : Ottoman Turkish

Cima etmek

NEYL : Ottoman Turkish

Merama erme. İsteğe ulaşma. * Ulaşılan şey

NEYNÜFER : Ottoman Turkish

Nilüfer çiçeği

NEYPARE : Ottoman Turkish

f. Kamış parçası

NEYRENC : Ottoman Turkish

(C.: Neyrencât) Tılsım

NEYRENCÂT : Ottoman Turkish

(Neyrenc. C.) Tılsımlar

NEYRİB : Ottoman Turkish

Koğuculuk, dedikoduculuk

NEYRUZ : Ottoman Turkish

Yaz günü

NEYSEB : Ottoman Turkish

Karıncaların birbirine bitişerek yol almaları

NEYSİTAN : Ottoman Turkish

f. Sazlık, kamışlık

NEYT : Ottoman Turkish

İnlemek. * Şiddetle teneffüs etmek

NEYTAL : Ottoman Turkish

(C: Neyatîl) Belâ, musibet, felâket, meşakkat. * Kova. * İçki ölçeği