Ottoman Turkish
NEYY : Ottoman Turkish
Pişmemiş çiğ et vs. * Devenin semiz olması. * Semiz ve besili deve
NEYYİF : Ottoman Turkish
Küsur. Ziyade. Artık. Fazla. * İhsan. * Yakın
NEYYİR : Ottoman Turkish
(Nur. dan) Nurlu, parlak, ışıklı cisim. * Yıldız. Cisim halindeki nur. * Güneş, şems
NEYYİR : Ottoman Turkish
nurlu, parlak
NEYYİR-İ A'ZAM : Ottoman Turkish
Güneş, şems
NEYYİR-İ ASGAR : Ottoman Turkish
Ay. Kamer
NEYYİRAT : Ottoman Turkish
(Neyyir. C.) Nurlular, nur saçanlar
NEYYİRAT : Ottoman Turkish
nurlular
NEYYİREYN : Ottoman Turkish
Cisimlenmiş iki nur, yâni: Güneş ile Ay
NEYZ : Ottoman Turkish
Çok olmak
NEYZAR : Ottoman Turkish
f. Kamışlık, sazlık
NEYÇE : Ottoman Turkish
f. Küçük ney
NEYŞEKER : Ottoman Turkish
f. Şeker kamışı
NEZ : Ottoman Turkish
can çekişme
NEZ' : Ottoman Turkish
Halkı birbirine düşürmek, ifsâd, bozmak
NEZA' : Ottoman Turkish
Başta, alnın iki yanında saç olmayan açık yer
NEZAFET : Ottoman Turkish
Temizlik, paklık, pakizelik
NEZAHET : Ottoman Turkish
Ahlâk temizliği, temizlik. * İncelik, rikkat
NEZAİR : Ottoman Turkish
(Nazire. C.) Nazireler, benzerler, emsâl olanlar
NEZAKET : Ottoman Turkish
Naziklik, incelik, zariflik. Kaba olmamak. Edeb, terbiye
NEZALE : Ottoman Turkish
Sefillik. * Hasislik
NEZARE : Ottoman Turkish
Korkutmak
NEZARET : Ottoman Turkish
(Nedâret) Tazelik. Parlaklık. Letafet
NEZARET : Ottoman Turkish
akma, gözetme
NEZARET (T) : Ottoman Turkish
(Nazar. dan) Bakmak, seyir, bakış. * Nâzırlık etmek. Göz etmek. * Tenezzüh. * Reislik. * Vekillik, nâzırlık, bakanlık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani