Ottoman Turkish
PERDEDÂR : Ottoman Turkish
f. Perdeci, kapıcı, odacı. Bir şeyin görünmesine ve bilinmesine mâni ve perde olan
PERDEDÂR : Ottoman Turkish
perdeci, perdeleyen
PERDEDÂR-I FELEK : Ottoman Turkish
Ay, kamer
PERDEGÎ : Ottoman Turkish
(C.: Perdegiyân) f. İyi örtünmüş ve namuslu kadın
PERDEKEŞ : Ottoman Turkish
f. Perde çekici, örtücü. Engel, mâni
PERDEKÂR : Ottoman Turkish
f. Perdeli. Perde ile örtülü yer
PERDENİŞİN : Ottoman Turkish
f. Perde arkasında oturan. * Mc: Namuslu, temiz
PERDEPUŞ : Ottoman Turkish
f. Örten, örtücü
PERDESERÂ : Ottoman Turkish
f. Şarkı söyleyen, şarkıcı. * Saz çalan, çalgıcı. * Küçük çadır
PERDESERÂY : Ottoman Turkish
f. Küçük çadır. * Şarkı söyleyen, şarkıcı, hânende. Çalgıcı, saz çalan
PERDEŞİNÂS : Ottoman Turkish
f. Şarkı söyleyen, şarkıcı
PERDÂZ : Ottoman Turkish
düzelten, yönlendirici
PERE : Ottoman Turkish
f. Uç, kenar
PERE-İ BİNÎ : Ottoman Turkish
Burun ucu
PERE-İ KÛH : Ottoman Turkish
Dağ eteği
PEREND-AVER : Ottoman Turkish
f. Çok keskin kılınç, pala veya hançer
PERENDE : Ottoman Turkish
f. Uçan, uçucu. * Av kuşu. * Çark gibi dönerek atılan takla
PERENDEBÂZ : Ottoman Turkish
f. Takla atan kimse. Cambaz
PERENDEK : Ottoman Turkish
f. Küçük tepe
PERENDİN : Ottoman Turkish
f. İpek elbise, ipek kumaş veya ipek mendil
PERENDUN : Ottoman Turkish
f. Evvelki gece
PERENDUŞ : Ottoman Turkish
f. Dün gece
PERENDUŞİNE : Ottoman Turkish
f. Dün geceki şey
PERENDVAR : Ottoman Turkish
f. Evvelki gece
PERENG : Ottoman Turkish
f. Suyu iyi verilmiş kılınç
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani