Ottoman Turkish
PERVERİŞYÂB : Ottoman Turkish
f. Beslenen. * Terbiye edilen, terbiye gören, eğitilen, yetiştirilen
PERVERİŞYÂFTE : Ottoman Turkish
f. Terbiye edilmiş, büyütülmüş, yetiştirilmiş, eğitilmiş
PERVERÂN : Ottoman Turkish
(Perver. C.) f. Yetiştirenler, besleyenler, koruyup terbiye eden kimseler
PERVERÎ : Ottoman Turkish
f. Büyütücülük, besleyicilik. Terbiye
PERVİN : Ottoman Turkish
f. Ülker denilen yedi yıldızın tamamı
PERVİZ : Ottoman Turkish
f. Üstün, galib, muzaffer. * Elek. Süzgeç. * Güzellik. * Balık. * Cilve. * Tar: İran Hükümdarı Husrev'in lâkabı
PERVİZ-İ FELEK : Ottoman Turkish
Güneş, şems
PERVİZEN : Ottoman Turkish
f. Elek, kalbur
PERVÂ : Ottoman Turkish
çekinme, sakınma, korku
PERVÂNE : Ottoman Turkish
ışık etrafında dönen küçük kelebek
PERVÂSIZ : Ottoman Turkish
korkusuz
PERVÂZ : Ottoman Turkish
uçuş
PERÇEM : Ottoman Turkish
f. Kâkül. * Tepede bırakılan saç. * Mızrak ve bayrak gibi şeylerin başlarına konulan püskülümsü şeyler
PERÇEM : Ottoman Turkish
kakül, zülüf
PERÎŞAN : Ottoman Turkish
dağınık
PERÎŞANİYET : Ottoman Turkish
dağınıklık
PES : Ottoman Turkish
f. Arka, art, geri. * Öyle ise, imdi
PES : Ottoman Turkish
arka, geri, öyle ise
PES Ü PİŞ : Ottoman Turkish
Arka ve ön
PES-İ DİVÂR : Ottoman Turkish
Duvarın arkası
PES-İ PERDE : Ottoman Turkish
Perde arkası
PESADET : Ottoman Turkish
f. Veresiye alışveriş
PESAVEND : Ottoman Turkish
f. Kafiye
PESEND : Ottoman Turkish
f. Beğenmek, kabul eylemek. Beğenici. Muvâfık
PESEND : Ottoman Turkish
eğenen
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani