Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
PUŞİDENÎ : Ottoman Turkish

f. Örtünecek, giyilecek şey. Örtü

PUŞİŞ : Ottoman Turkish

f. Örtecek şey. Örtü

PÂ (PÂY) : Ottoman Turkish

f. Ayak. * Takat, mukavemet. * İz

PÂ-BE-RİKÂB : Ottoman Turkish

Hareket etmek üzere olan

PÂ-BEND : Ottoman Turkish

Ayak bağı. Köstek. Ayağa vurulan zincir. * Engel, mâni

PÂ-BEND-İ TERAKKİ : Ottoman Turkish

İlerlemeğe mâni olan zincir, köstek

PÂ-BERCÂ : Ottoman Turkish

Ayağı yerde demek olan bu tâbir, mecaz yoliyle kaim, sabit, berkarar, daim, bâki mânâlarında da kullanılır

PÂ-BERCÂ-Yİ HAREKET : Ottoman Turkish

Hareket etmek üzere bulunan, âmâde

PÂ-BESTE : Ottoman Turkish

f. Ayağı bağlı. Hareketsiz

PÂ-BUS : Ottoman Turkish

f. Ayak öpen

PÂ-BÜREHNE : Ottoman Turkish

f. Yalın ayak

PÂ-CÂME : Ottoman Turkish

f. Şalvar, don, çakşır. Pijama

PÂDİŞAH : Ottoman Turkish

ülkeyi idare eden devlet başkanı

PÂK : Ottoman Turkish

temiz

PÂKİZE : Ottoman Turkish

temiz olan

PÂRE : Ottoman Turkish

parça

PÂYE : Ottoman Turkish

ütbe, basamak, derece

PÂYİDÂR : Ottoman Turkish

kalıcı, kalımlı

PÂYİMÂL : Ottoman Turkish

ayak altında kalmış

PÂYİTAHT : Ottoman Turkish

aşşehir

PÂYÂN : Ottoman Turkish

son, uç

PÎR : Ottoman Turkish

ihtiyar, öncü, şeyh

PÎRİFÂNİ : Ottoman Turkish

çok yaşlı kimse

PÎŞE : Ottoman Turkish

alışmış, huy edinmiş