Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
RAA' : Ottoman Turkish

Boğazına hizmet eden adi insan

RAABE : Ottoman Turkish

Genişlik, vüs'at. * Büyük olmak

RAAD : Ottoman Turkish

gök gürültüsü

RAALE : Ottoman Turkish

Hamakat, ahmaklık

RAAŞ : Ottoman Turkish

(Ra'şe-Ra'şen) Titretmek

RAB' : Ottoman Turkish

Vasat, orta boylu. * Avlulu ev

RAB'AT : Ottoman Turkish

(C.: Rabeât) Attarların dağarcığı ve kutusu. * Orta boylu kimse

RABB : Ottoman Turkish

"Sâhib, mâlik, seyyid. Cenab-ı Hak (C.C.) * Besleyen, yetiştiren, terbiye eden. Müstahik. Hüdâvend. (Kur'an-ı Kerim'de bu ""Rabb"" ismi ile Cenab-ı Hak 846 def'a zikredilir.) (Bak: Âlem)( Yâni
Herbir cüz'ü bir âlem mesabesinde bulunan şu âlemi bütün eczasiyle terbiye ve yıldızlar hükmünde olan o cüz'lerin zerratını kemal-i intizamla tahrik eder. Evet Cenab-ı Hak herşey için bir nokta-i kemal tayin etmiştir. Ve o noktayı elde etmek için o şeye bir meyil vermiştir. Her şey o nokta-i kemale doğru hareket etmek üzere, sanki mânevi bir emir almış gibi muntazaman o noktaya müteveccihen hareket etmektedir. Esna-yı harekette onlara yardım eden ve mânilerini def'eden, şüphesiz Cenab-ı Hakk'ın terbiyesidir. Evet, kâinata dikkatle bakıldığı zaman, insanların taife ve kabileleri gibi, kâinatın zerratı, münferiden ve müçtemian Hâliklarının kanununa imtisalen, muayyen olan vazifelerine koşmakta oldukları hissedilir. "" Yalnız bedbaht insanlar müstesna!"" İ.İ.)"

RABB-ÜD DÂR : Ottoman Turkish

Ev sâhibi

RABB-ÜL ERBAB : Ottoman Turkish

Bütün sâhiblerin, terbiyecilerin Rabbi, Allah. (C.C.)

RABB-ÜL MAL : Ottoman Turkish

Mal sâhibi. Sermaye sâhibi

RABB-ÜL ÂLEMÎN : Ottoman Turkish

"Bütün âlemlerin Rabbi. Her âlemi doğrudan doğruya Rububiyyeti ile tâlim, terbiye, tedbir ve idâre eden Cenab-ı Hak.(Kur'an-ı Kerim) (bazan iki kelimede, meselâ... Rabbüke tabiri ile ehadiyyeti ve Rabb-ül âlemîn ile vâhidiyyeti bildirir. Ehadiyyet içinde vâhidiyyeti ifade eder. Hattâ bir cümlede bir zerreyi bir göz bebeğinde gördüğü ve yerleştirdiği gibi; güneşi aynı âyetle, aynı çekiçle göğün göz bebeğinde yerleştirir ve göğe bir göz yapar. M.N.)(Her bir şey, hareketiyle bütün eşyayı vahdet nâmına zabteder. Demek, bütün yıldızları elinde tutmayan, bir tek zerreye Rabb olamaz. S.)"

RABBANİYYUN : Ottoman Turkish

(Rabbaniyyîn) Kendisini tamamen Cenab-ı Hakk'a vermiş olanlar. Putperestlikle alâkası olmayanlar

RABBANÎ : Ottoman Turkish

Rabbimize ait

RABBAT : Ottoman Turkish

Kadınların efendileri, sâhipleri, kocaları

RABBE : Ottoman Turkish

Üveyana

RABBENA : Ottoman Turkish

Ey bizim Rabbimiz! Ey Sâhib-i Hâlikımız! Ey bizi terbiye edip besleyen sâhibimiz! (meâlinde)

RABBENÂ : Ottoman Turkish

ey bizim Rabbimiz

RABBİ YESSİR VELÂ TÜASSİR : Ottoman Turkish

Ey Rabbim! Kolaylaştır, zorlaştırma, bana imdad eyle, yardım eyle (meâlinde)

RABBÎ : Ottoman Turkish

Ey benim Rabbim

RABBÜLÂLEMÎN : Ottoman Turkish

âlemlerin Rabbi

RABE : Ottoman Turkish

Yoğurt damızlığı

RABEA : Ottoman Turkish

Devenin katı katı yelmesi

RABİ' : Ottoman Turkish

Dördüncü

RABİ-İ AŞER : Ottoman Turkish

Ondördüncü