Ottoman Turkish
RİŞA' : Ottoman Turkish
"(C.: Erşiye) Kuyudan su çekmekte kullanılan urgan. * Menazil-i Kamer'den ""Balık karnı"" dedikleri menzilin adı."
RİŞAŞ(E) : Ottoman Turkish
Döküntü, serpinti
RİŞBÜZ : Ottoman Turkish
f. Keçi sakalı gibi sivri olan sakal
RİŞDAR : Ottoman Turkish
f. Sakallı
RİŞDET : Ottoman Turkish
Doğruluk, dürüstlük. Temizlik
RİŞE : Ottoman Turkish
Saçak, püskül
RİŞE-GİR : Ottoman Turkish
f. Kökleşmiş, kök tutmuş
RİŞHAND : Ottoman Turkish
f. Bıyık altından gülme. Alay
RİŞSAZ : Ottoman Turkish
f. Cerrah
RİŞTAB : Ottoman Turkish
f. Kıvırcık saç ve sakal
RİŞTE : Ottoman Turkish
f. Tel, iplik, hayt
RİŞTE-FÜRUŞ : Ottoman Turkish
f. İplik satan. İplikçi
RİŞTE-İ HÜRMET : Ottoman Turkish
Sevgi, hürmet bağı
RİŞVET : Ottoman Turkish
Bir işi yapmak veya bitirmek için haksız yere alınan mal veya para. (Bak: Rüşvet)
RİŞVET-HÂR : Ottoman Turkish
f. Rüşvet yiyen
ROBOT : Ottoman Turkish
Fr. Elektrikle veya mekanik yollarla hareket ettirilerek çeşitli işler yaptırılabilen otomatik cihaz
ROL : Ottoman Turkish
Fr. Oyun. Sahnede gösterilen oyun hareketlerinden her bir oyuncuya düşen kısım
ROMAN : Ottoman Turkish
"Hayalî veya hakiki, kitap halinde yazılmış büyük hikâye. * Eski Roma devletinin diline de Roman denirdi.(Edebsizlenmiş edeb, ""müsekkin hem münevvim"" hakiki fayda vermez. Tek bir ilâcı bulmuş o da romanları imiş.Kitab gibi bir hayy-ı meyyit, sinema gibi bir müteharrik emvat! Meyyit hayat veremez...Hem tiyatro gibi tenasuhvari, mâzi denilen geniş kabrin hortlakları gibi şu üç nevi romanları ile hiç de utanmaz. Beşerin ağzına yalancı bir dil koymuş. Hem insanın yüzüne fâsık bir göz takmış. Dünyaya bir alüfte fistanını giydirmiş. Hüsn-i mücerred tanımaz... Lemaat)"
ROMAN-VÂRİ : Ottoman Turkish
f. Roman gibi hayalî olabilen. Hakikatla alâkası olmayan veya az olan
ROMANVÂRÎ : Ottoman Turkish
oman gibi
ROMÖRK : Ottoman Turkish
Fr. Denizde veya karada başka bir vasıta tarafından çekilen motorsuz taşıt
ROTA : Ottoman Turkish
Vapur ve gemilerde istikamet yolu. Geminin seyir yolu
ROVELVER : Ottoman Turkish
Fr. (Aslı: Revolver-Lüverver) Tabanca. Küçük silâh. Toplu tabanca. Altı patlar denilen, altı mermi alan tabanca
ROVELVER : Ottoman Turkish
tabanca
RU : Ottoman Turkish
f. Olan, biten manalarında birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Hod-ru: Kendiliğinden
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani