Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
RUKBA : Ottoman Turkish

"Muntazır olmak, beklemek. * Bir kimseye, ""Ben senden evvel ölürsem bu elbiseler senin olsun, eğer sen evvel ölürsen yine benim olsun"" demek."

RUKDE : Ottoman Turkish

Uyuma. * Berzah âlemi. (Bak: Rukud)

RUKK : Ottoman Turkish

(C.: Rikâk) Yer, arz

RUKTA : Ottoman Turkish

Siyah bir maddenin üzerinde yer yer beyaz beneklerin olması

RUKUD : Ottoman Turkish

Uyuma, nevm

RUKUM : Ottoman Turkish

(Rakam. C.) Rakamlar

RUKYE : Ottoman Turkish

(C.: Rukâ) Duâ, efsun

RUM : Ottoman Turkish

Anadolu. * Osmanlı Devleti ve Arabistan hârici yerler. * Romalı

RUM SURESİ : Ottoman Turkish

Kur'an-ı Kerim'in
suresidir. Mekkîdir

RUMELİ : Ottoman Turkish

Osmanlı İmparatorluğunun Avrupa Kıt'asındaki kısmı

RUMH : Ottoman Turkish

(C.: Rimah-Ermâh) Süngü. Mızrak. Saban kolu. Mc: Fakirlik

RUMİ : Ottoman Turkish

Rumelinden olan, Anadolulu olan. * Rum. Türkiye'de yaşayan Yunanlı

RUMMAN : Ottoman Turkish

Nar. (Bir meyva adı)

RUMUS : Ottoman Turkish

(Rems. C.) Mezarlar, kabirler

RUMUZ : Ottoman Turkish

(Remz. C.) İşaretler, remizler, ince nükteler, mânası gizli olan işaretler

RUMUZÂT : Ottoman Turkish

(Rumuz. C.) Remizler, işaretler

RUMÎ : Ottoman Turkish

ir nevi takvim

RUMÛZ : Ottoman Turkish

gizli anlamlar

RUMÛZÂT : Ottoman Turkish

emizler, gizli mânâlar

RUNÜMÂ : Ottoman Turkish

yüzünü gösteren

RUSDE : Ottoman Turkish

(C.: Risâd) Ziynet, süs

RUSG : Ottoman Turkish

Bilek

RUSG-ÜL KADEM : Ottoman Turkish

Ayak bileği

RUSPİ : Ottoman Turkish

Fâhişe, orospu

RUSTA : Ottoman Turkish

f. Köy, karye