Ottoman Turkish
RÛHEN : Ottoman Turkish
uh bakımından, ruhça
RÛHİYAT : Ottoman Turkish
uh ilmi
RÛHÎ : Ottoman Turkish
uhla ilgili
RÛZ : Ottoman Turkish
gün
RÛZNÂME : Ottoman Turkish
günleri gösteren yazı, takvim, günlük yazı
RÛZUMAHŞER : Ottoman Turkish
öldükten sonra dirilip toplanma günü
RÛŞEN : Ottoman Turkish
parlak, aydın
RÜ'BE : Ottoman Turkish
(C.: Rüâb) Ağaç parçası
RÜ'YET : Ottoman Turkish
Görmek, bakmak. İdare etmek. Göz ile veya kalb gözü ile görmek. * Akıl ile müşahede derecesinde bilmek, idrak etmek, tefekkür etmek, düşünmek. * Araştırmak
RÜ'YETULLAH : Ottoman Turkish
"Cennet'te mü'minlerin Allah'ı görmeleri.(Ey insan! Bilir misin nereye gidiyorsun? Ve nereye sevk olunuyorsun? Dünyanın bin sene mes'udane hayatı, bir saat hayatına mukabil gelmeyen Cennet hayatının; ve o Cennet hayatının dahi bin senesi, bir saat rü'yet-i cemaline mukabil gelmeyen bir Cemil-i Zülcelâl'in daire-i rahmetine ve mertebe-i huzuruna gidiyorsun. Mübtelâ ve meftun ve müştak olduğunuz mecazî mahbublarda ve bütün mevcudat-ı dünyevîdeki hüsün ve cemal, O'nun cilve-i cemalinin ve hüsn-ü esmasının bir nevi gölgesi... ve bütün Cennet, bütün letaifiyle bir cilve-i rahmeti... ve bütün iştiyaklar ve muhabbetler ve incizablar ve câzibeler, bir lem'a-i muhabbeti olan bir Mâbud-u Lemyezel'in, bir Mahbub-u Lâyezâl'in daire-i huzuruna gidiyorsunuz ve ziyafetgâh-ı ebedîsi olan Cennet'e çağrılıyorsunuz. Öyle ise; kabir kapısına ağlayarak değil, gülerek giriniz. M.)"
RÜAVİ : Ottoman Turkish
Köy yakınında ve halk yöresinde güdülen deve
RÜBA : Ottoman Turkish
(C.: Ravâbi) Tepe, yüksek yer
RÜBAİ : Ottoman Turkish
dörtlük
RÜBAÎ : Ottoman Turkish
Dörtlük olan. Dörtle ilgili. * Edb: Dört mısralık belli vezinlerle yazılmış manzume. Aynı esasta 24 şekilli vezinle yazılan 4 mısralık şiir. * Gr: Mastarını meydana getiren dört harften hepsi de aslî olan kelimeler
RÜBB : Ottoman Turkish
(C.: Rubub) En aşağı derece ile pişmiş ve üçte birinden azı gitmiş olan sıkılmış üzüm
RÜBBA : Ottoman Turkish
(C.: Ribâb) Yakında doğurmuş koyun
RÜBBAH : Ottoman Turkish
Erkek maymun
RÜBBEMA : Ottoman Turkish
(Bak: Rubemâ)
RÜBD : Ottoman Turkish
Kılıcın cevheri ve rengi
RÜBDE : Ottoman Turkish
Siyaha yakın boz renk
RÜBUBİYET : Ottoman Turkish
(Bak: Rububiyet)
RÜBUD : Ottoman Turkish
Dâim. * Yüreğin oynaması. * Durdurmak. * Hapsetmek
RÜBUDE : Ottoman Turkish
f. Kapılmış, kapılan
RÜBYE : Ottoman Turkish
(C.: Rubâ) Arz haşeratından bir cins. * Çok, ziyâde
RÜBÂ : Ottoman Turkish
" ""alan, çalan, kapan"" mânâsında son ek."
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani