Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
RÜC'A : Ottoman Turkish

Rücu' mânâsına mastar

RÜCBE : Ottoman Turkish

Canavar avlamak için yapılan yer. (İçine iple et bağlarlar ki canavar gelip yapıştığı gibi üzerine düşer.)

RÜCEME : Ottoman Turkish

(C.: Rucâm-Rucum) Büyük taş

RÜCHAN : Ottoman Turkish

Üstünlük, yükseklik, üstün olma. Fazilet, haslet veya her hangi bir şey cihetiyle diğerinden üstün olmak

RÜCHAN : Ottoman Turkish

üstünlük

RÜCHANİYET : Ottoman Turkish

Üstün oluş, rüçhanlık, daha mühim olma hali

RÜCHANİYET : Ottoman Turkish

üstünlük

RÜCU' : Ottoman Turkish

Geri dönme, vazgeçme, cayma. Sözünden dönme. * Edb: Bir fikri daha kuvvetli anlatmak için söylenilen sözden caymış gibi görünmek

RÜCUM : Ottoman Turkish

(Recm. C.) Taşa tutmalar, taşlamalar

RÜCUN : Ottoman Turkish

Mahbus olmak, hapsolunmak. * Bir yere durmak

RÜCZ (RİCZ) : Ottoman Turkish

Devenin mak'adında olan bir hastalık. * Pis, necis. * Azap. * Put, sanem

RÜCÛ : Ottoman Turkish

geri dönme

RÜDAB : Ottoman Turkish

Ağızdan akan su, salya

RÜDN : Ottoman Turkish

(C.: Erdân) Kaftan ve gömlek yeninin koltuktan tarafı

RÜDUM : Ottoman Turkish

(Redm. C.) Bendler, sedler

RÜESA : Ottoman Turkish

(Reis. C.) Reisler, reislik yapanlar. Başkanlar

RÜESA : Ottoman Turkish

eisler, başkanlar

RÜFAT : Ottoman Turkish

Parçalanmış, dağıtılmış. * Çürümüş

RÜFAZ : Ottoman Turkish

Müteferrik. dağılmış, parçalanmış

RÜFAÎ : Ottoman Turkish

Ahmed-i Rüfaî tarikatına mensub

RÜFEKA : Ottoman Turkish

(Refik. C.) Arkadaşlar

RÜFEKA : Ottoman Turkish

efikler, arkadaşlar

RÜFKA : Ottoman Turkish

(C.: Rifâk) Yoldaş olan, aynı fikirde olan cemaat

RÜFT : Ottoman Turkish

f. Süpürme

RÜFUL : Ottoman Turkish

Sallanmak. * Gururlanmak, tekebbürlenmek