Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
SEFÂ : Ottoman Turkish

eğlenme

SEFÂHET : Ottoman Turkish

kıt akıllılık, düşüncesizlik, günahlara düşkünlük

SEFÂHETKÂRÂNE : Ottoman Turkish

akılsızca, haram eğlencelere dalarcasına

SEFÂİN : Ottoman Turkish

gemiler

SEFÂLET : Ottoman Turkish

düşkünlük, aşağılık

SEFÂLETHÂNE : Ottoman Turkish

sefalet yeri, düşkünlük evi

SEFÂRET : Ottoman Turkish

elçilik

SEFÎH : Ottoman Turkish

kıt akıllı, düşüncesiz, zevke düşkün

SEFÎHANE : Ottoman Turkish

sefihce, zevkine düşkün biri gibi, düşüncesizce

SEFÎL : Ottoman Turkish

düşkün, aşağı

SEFÎNE : Ottoman Turkish

gemi

SEFÎR : Ottoman Turkish

elçi

SEG : Ottoman Turkish

f. Köpek, kelb

SEG-İ KUY : Ottoman Turkish

Sokak, mahalle köpeği

SEGA' : Ottoman Turkish

Koyun ve keçi sesi

SEGAB : Ottoman Turkish

Açlık

SEGABET : Ottoman Turkish

Açlık

SEGAME : Ottoman Turkish

(C.: Sigâm) Beyaz çiçekli bir ot

SEGAR : Ottoman Turkish

(C.: Süğür) Ön dişler. * Ağız. (Dar geçit ağızlarına ve diğer yerlerin boş olan korku yerlerine de denir.) * Yaş hıyar

SEGBAN : Ottoman Turkish

(Bak: Sekbân)

SEGİL : Ottoman Turkish

Yaramaz huylu kimse. * Cüssesi küçük, ayakları ince olan kimse

SEGPEÇE : Ottoman Turkish

f. Köpek yavrusu

SEHA : Ottoman Turkish

(C.: Sihâ) Ev içi. Her nesnenin kabuğu. * Yarasa kuşu

SEHA' : Ottoman Turkish

Tıb: Beyin zarı

SEHAB : Ottoman Turkish

(C.: Sehâib) Bulut. * Karanlık. * Bulut gibi uçuşan böcekler