Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
SEFAT : Ottoman Turkish

(C.: Esfât) Sele, sepet. * Ağaç veya balık pulu

SEFE : Ottoman Turkish

Kepek

SEFEH : Ottoman Turkish

Akılsızlık

SEFELE : Ottoman Turkish

(Sâfil. C.) Alçak kimseler. Aşağı kimseler. Alçaklar

SEFEN : Ottoman Turkish

Nasır. * Sertlik, katılık, huşunet

SEFENC : Ottoman Turkish

Yeyni, hafif

SEFER : Ottoman Turkish

(Safer) Arabi ayların ikincisinin ismi

SEFER : Ottoman Turkish

yolculuk, savaş, kez

SEFERBER : Ottoman Turkish

f. Harbe hazırlık hali. * Sefere hazırlık içinde olan asker ve bu askerin durumu

SEFERBER : Ottoman Turkish

sefere hazırlık

SEFERCEL : Ottoman Turkish

(C.: Sefâric) Ayva

SEFERE : Ottoman Turkish

Yazıcılar

SEFERGÜZİN : Ottoman Turkish

f. Yolculuk yapan, seyahat eden

SEFERÎ : Ottoman Turkish

Seferde olma hali. Harbe ait, muharebe ile alâkalı. * Namazı kısaltmak veya oruç tutmak gibi sefere ait bir hâlde bulunmak. Fık: Ortalama 90 km. lik bir mesafeyi veya daha fazlasını giden seferi (müsafir) sayılır. Zıddı mukimdir. (Bak: Mukim)

SEFERÎ : Ottoman Turkish

seferde olma hâli

SEFF : Ottoman Turkish

Dokumak. * Yapmak. * Ahzetmek, almak. * Toz haline getirilmiş ilâç. * İlâcı toz haline getirme

SEFFAH : Ottoman Turkish

Cömert, eliaçık, civanmerd. * Güzel konuşan, hatip. * Kan dökücü, gaddar

SEFFAK : Ottoman Turkish

(Sefk. den) Kan döken, kan dökücü

SEFFUD : Ottoman Turkish

(C.: Sefafid) Kebap pişirilen demir

SEFH : Ottoman Turkish

(C.: Süfuh) Dağ eteği. * Su dökmek. * Kan dökmek

SEFİ' : Ottoman Turkish

Şiddetle tutup çekme

SEFİD : Ottoman Turkish

(Sepid) f. Ak, beyaz

SEFİDÎ : Ottoman Turkish

Beyazlık, aklık

SEFİF : Ottoman Turkish

Deve beline çekilen kolan

SEFİH : Ottoman Turkish

Zevk ve eğlenceye düşkün. Sefahete düşmüş. Malını düşünmeden harcayan