Ottoman Turkish
SEDK : Ottoman Turkish
Lâzım olmak, icab etmek, lüzum
SEDL : Ottoman Turkish
İrsal etmek, göndermek, yollamak
SEDM : Ottoman Turkish
Dik fışkıran su
SEDN : Ottoman Turkish
Tapınak. * Puthane
SEDR : Ottoman Turkish
Tenbel olmak. * İrsal, gönderme. * Gözü hareket ettirmek
SEDUM : Ottoman Turkish
Peygamber Lut Aleyhisselâm'ın kavminin şehri
SEDV : Ottoman Turkish
El uzatmak
SEDY : Ottoman Turkish
Meme
SEDYA' : Ottoman Turkish
Büyük memeli kadın
SEDÂ : Ottoman Turkish
ses
SEDÂD : Ottoman Turkish
istikamet, doğruluk
SEELE : Ottoman Turkish
(Sâil. C.) Dilenciler
SEELE : Ottoman Turkish
dilenenler
SEF' : Ottoman Turkish
Alâmet. İşaret. * Yandırmak. * Kara etmek. * Çekmek
SEFA' : Ottoman Turkish
Buğday başının kılçığı. * Orak. * Kuyu içinden çıkan toprak
SEFAHET : Ottoman Turkish
(Sefeh) Zevk ve eğlenceye ve yasak şeylere düşkünlük. Akılsızlık edip lüzumsuz yere, sonunu düşünmeden, hazz-ı nefs için masraf etmek
SEFAİN : Ottoman Turkish
(Sefine. C.) Gemiler
SEFAİN-İ HARBİYE : Ottoman Turkish
Harp gemileri
SEFAKA : Ottoman Turkish
Katılık. * Sıklık
SEFALET : Ottoman Turkish
Fakirlik, yoksulluk. Fakirlikten gelen sıkıntı. Sefillik
SEFARE : Ottoman Turkish
Süprüntü. * Islah etmek, düzeltmek
SEFARET : Ottoman Turkish
Sefirlik, elçilik
SEFARETHANE : Ottoman Turkish
f. Sefirlik, elçilik. Elçilik konağı
SEFARİC : Ottoman Turkish
(Sefercel. C.) Ayvalar
SEFASİF : Ottoman Turkish
(Sefsâf. C.) Yerden toz kaldırarak esen rüzgârlar
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani