Ottoman Turkish
SİKBAC : Ottoman Turkish
Ekşi aş
SİKEC : Ottoman Turkish
Başı kızıl olan zehirli bir yılan
SİKEK : Ottoman Turkish
(Sikke. C.) Sikkeler
SİKKE : Ottoman Turkish
Damga. Nereye ve kime ait olduğunun bilinmesi için konulan işaret, mühür. Umumi damga. * Dirhem. * Para üstüne vurulan damga. * Düz, doğru yol. * Mevlevilerin keçe külâhlarının ismi. * Basılmış madeni para
SİKKE : Ottoman Turkish
paranın üstüne basılan damga
SİKKE-İ EHADİYET : Ottoman Turkish
Her şeyin bir elden çıktığını gösteren damga, işaret. (Bak: Ehadiyyet)
SİKKEHANE : Ottoman Turkish
f. Para basılan yer
SİKKEZEN : Ottoman Turkish
f. Madeni para basan
SİKKÎN : Ottoman Turkish
Bıçak
SİKKÎR : Ottoman Turkish
Devamlı sarhoş kimse
SİKR : Ottoman Turkish
Rüzgârın eserken dinmesi
SİKSAK : Ottoman Turkish
Hamâkat, ahmaklık
SİL' : Ottoman Turkish
(c.: Eslâ) Dağ yarığı
SİL'A : Ottoman Turkish
Bedende olan ur. * Ticaret malı. * Sülük
SİLA' : Ottoman Turkish
Arınmış, temizlenmiş nesne
SİLAB : Ottoman Turkish
(C.: Sülüb) Kara mâtem donu
SİLAHDAR : Ottoman Turkish
"Tar: Sarayın ileri gelen erkânından birinin ünvanıdır. ""Silahdar-ı şehriyarî"" de denilirse de mâruf olan ""Silahdar Ağa""dır."
SİLAHENDAZ : Ottoman Turkish
Silah atan. * Tüfekli piyade neferi, harp gemilerinde gemicilik ile mükellef olmayıp silah taşıyan bahriye askerleri
SİLAHHANE : Ottoman Turkish
f. Askerî depo. Silahların saklandığı yer
SİLAHŞÖR : Ottoman Turkish
Silahları karıştırıcı, silahlarla oynayıp uğraşıcı. * Eski zamanda bir sınıf silahlı asker, hususiyle muhtelif silahları kullanmakta fevkalâde meleke ve maharet ile mümtaz olup, maiyyette istihdam olunanlara verilen addı. Yeniçeri Ocağı zâbitlerinin bir takımı hakkında da kullanılır bir tabirdi. Padişahın maiyyetinde muhafız olarak kullanılanlara da bu ad verilirdi
SİLAK : Ottoman Turkish
Diş dibinde olan kabarcıklar. * Belâgatla okuyan hatip
SİLAL : Ottoman Turkish
(Selle. C.) Sepetler, seleler
SİLAM : Ottoman Turkish
Hamd, şükür. * Taş. * Su
SİLAN : Ottoman Turkish
Sapına girmiş olan kılıç ve bıçak ucu
SİLB (SELEBE) : Ottoman Turkish
(C.: Silebe) Dişleri kütelmiş ve kuyruğu dökülmüş yaşlı deve
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani