Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
SÜREHA' : Ottoman Turkish

(Sarih. C.) Saf ırklar

SÜREYCÎ : Ottoman Turkish

"Bir demirci adı. (İyi kılıçları ona nisbet edip ""süreycî"" derler.)"

SÜREYYA : Ottoman Turkish

Ülker yıldızı, bir yıldız topluluğu

SÜRFE : Ottoman Turkish

f. Öksürük

SÜRH : Ottoman Turkish

Seri nesne

SÜRH-ÂB : Ottoman Turkish

f. Kırmızı su. * Mc: Kan veya şarap

SÜRHA : Ottoman Turkish

Su yolu

SÜRHUB : Ottoman Turkish

Uzun, tavil

SÜRHÎ : Ottoman Turkish

Kırmızılık, kızıllık

SÜRİYYE : Ottoman Turkish

(C.: Serâri) Cariye, odalık

SÜRM : Ottoman Turkish

Ön dişlerin dökülmesi

SÜRMÜLE : Ottoman Turkish

Tilkinin dişisi. * Sırtlanın dişisi. * Bir erkek ismi

SÜRPRİZ : Ottoman Turkish

Fr. Beklenilmeyen bir anda meydana gelen ve şaşırtarak insanı sevindiren veya üzen hâdise. Umulmadık şey

SÜRR : Ottoman Turkish

Yeni doğmuş çocuğun kesilmiş göbeği

SÜRRAK : Ottoman Turkish

(Sârik. C.) Hırsızlar, sârikler

SÜRRE : Ottoman Turkish

(C.: Sürer
Sürrât) Göbek

SÜRRİYYE : Ottoman Turkish

Sahibi tarafından başka yerde oturtulan cariye

SÜRRÎ : Ottoman Turkish

Göbekle alâkalı. Göbeğe ait

SÜRSUR : Ottoman Turkish

Âlim ve akıllı kişi

SÜRTÜM : Ottoman Turkish

Kap içinde kalan yemek artığı

SÜRUB : Ottoman Turkish

Taşraya gitmek

SÜRUC : Ottoman Turkish

(Serc. C.) Eyerler, at takımları

SÜRUD : Ottoman Turkish

f. Terennüm. Şarkı, türkü

SÜRUD-İ HEZAR : Ottoman Turkish

Bülbül nağmesi

SÜRUN : Ottoman Turkish

Kalça başı