Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TEDERRÜS : Ottoman Turkish

ders alma

TEDERRÜSÂT : Ottoman Turkish

(Tederrüs. C.) Ders almalar. Okuyup öğrenmeler

TEDESSÜR : Ottoman Turkish

Elbise giyme. Elbiseye bürünme. * Erkek hayvanın dişisine binmesi. * Kişinin sıçrayıp atına binmesi

TEDEYYÜM : Ottoman Turkish

Yağmurun sert yağması

TEDEYYÜN : Ottoman Turkish

Dinini sakınmak. * (Deyn. den) Borçlanma. Borca girme

TEDFİK : Ottoman Turkish

Dökmek

TEDFİN : Ottoman Turkish

(Defn. den) Gömme, defnetme. * Örtme, gizleme

TEDHİN : Ottoman Turkish

(Duhan. dan) Dumanlama, tütsüleme

TEDHİŞ : Ottoman Turkish

Korkutma. Dehşete düşürme. Ürkütme

TEDHİŞ : Ottoman Turkish

korkutma

TEDHİŞ-İ EZHÂN : Ottoman Turkish

Zihinlerde heyecan meydana getirme

TEDİRGİN : Ottoman Turkish

Huzursuz, rahatsız

TEDKİK : Ottoman Turkish

Hakikatı anlamak ve meydana çıkarmak için inceden inceye araştırma

TEDKİK : Ottoman Turkish

inceleme

TEDKİKAT : Ottoman Turkish

(Tedkik. C.) Tedkikler. Araştırmalar. İncelemeler

TEDKİKAT : Ottoman Turkish

tedkikler, incelemeler

TEDKİKAT-I AMİKA : Ottoman Turkish

Çok inceden ve derinden yapılan tetkik

TEDLİK : Ottoman Turkish

Sürme

TEDLİS : Ottoman Turkish

Yumuşatmak. Bir şeyi mülâyim ve kaygan yapmak. * İnciyi şeffaf etmek

TEDLİS : Ottoman Turkish

sattığı malın ayıbını gizleyerek aldatma

TEDLİYE : Ottoman Turkish

Sarkıtmak. Yukarıdan aşağıya bırakma. * Şaşırma, dehşete düşme. * Delil ve vesika hazırlama. * (Akıl) gitmek. * Ahmak etmek, salaklaştırmak

TEDMİ' : Ottoman Turkish

Göz yaşı dökmek

TEDMİC : Ottoman Turkish

Bir şeyi başka bir şeyin içine yerleştirme. * Arkasını eğmek

TEDMİN : Ottoman Turkish

Yığıp toplamak. * İhâta edip kaplamak. * Lâzım olmak, icab etmek

TEDMİR : Ottoman Turkish

Yok etmek. Mahvetmek. Tepelemek. Perişan etmek