Ottoman Turkish
TEMLİYE : Ottoman Turkish
Doldurma veya doldurulma
TEMMAR : Ottoman Turkish
Hurmacı. Hurma satan
TEMME : Ottoman Turkish
Tamam oldu, bitti (mânasına fiil)
TEMME : Ottoman Turkish
itti
TEMNİ' : Ottoman Turkish
(Mübalağa ile) Men etmek, engel olmak
TEMR : Ottoman Turkish
Hurma
TEMRE : Ottoman Turkish
Bir tek hurma
TEMREN : Ottoman Turkish
"Okların ucuna demir veya sarıdan takılan parçaya verilen addır. Menzil oklarına maden yerine kemik takılır ve ona da ""soya"" adı verilirdi. Temren ile soyanın takılışında fark vardı. Temren oka; ok ise soyaya takılırdı."
TEMRİ : Ottoman Turkish
Hurmayı seven
TEMRİD : Ottoman Turkish
Binayı yüksek yapmak
TEMRİG : Ottoman Turkish
Yuvarlamak
TEMRİH : Ottoman Turkish
Hafifçe sürme. Uğuşturma. * Bulaştırmak
TEMRİN : Ottoman Turkish
Yumuşak etme. İdman ettirme. * Tekrarlatarak çalıştırma. Egzersiz
TEMRİN : Ottoman Turkish
alıştırma
TEMRİR : Ottoman Turkish
Acılık verme
TEMRİZ : Ottoman Turkish
(Maraz. dan) Zayıf gösterme
TEMSİK : Ottoman Turkish
Cenk etmek, dövüşmek, vuruşmak. * Bir kimseye deri vermek. * Deriye renk vermek
TEMSİL : Ottoman Turkish
Bir şeyin aynısını veya mislini yapmak. Benzetmek. Teşbih etmek. Örnek, nümune söz. (Bak: Kıyas-ı temsilî)
TEMSİL : Ottoman Turkish
misal verme
TEMSİLÂT : Ottoman Turkish
(Temsil. C.) Temsiller, örnekler
TEMSİLÂT : Ottoman Turkish
temsiller
TEMSİLÎ : Ottoman Turkish
Temsile dair ve müteallik. Bir şeyi göz önünde canlandıran
TEMSİLÎ : Ottoman Turkish
temsile dair
TEMSİR : Ottoman Turkish
Birşeye göz dikip beklemek
TEMSİYE : Ottoman Turkish
Akşamlık. * Akşamleyin bir nesne getirmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani