Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TEVAİF : Ottoman Turkish

taifeler, guruplar

TEVAK : Ottoman Turkish

İstekli kimse

TEVAKİ' : Ottoman Turkish

(Tevki'. C.) Fermanlar

TEVAKKİ : Ottoman Turkish

Çekinme, hazer etme, sakınma, korunma

TEVAKKU' : Ottoman Turkish

(C.: Tevakkuât) (Vuku. dan) Bekleme, umma, ümid etme. İsteme, arzu etme

TEVAKKUD : Ottoman Turkish

Tutuşup yanma

TEVAKKUF : Ottoman Turkish

Durma. Eğlenip kalma. Duraklama

TEVAKKUF : Ottoman Turkish

durma, duraklama

TEVAKKUFÂT : Ottoman Turkish

(Tevakkuf. C.) Beklemeler, durmalar, eğlenmeler

TEVAKKUL : Ottoman Turkish

Dağ üstüne çıkmak

TEVAKKUR : Ottoman Turkish

(Vekar. dan) Vakar peydâ etme. Vakarlanma

TEVAKKUS : Ottoman Turkish

Şiddetle basmak. * Atın seyri

TEVAKUN : Ottoman Turkish

Noksan etmek, eksiltmek

TEVAKÜL : Ottoman Turkish

(Vekl. den) Birbirini vekil etme

TEVALİ : Ottoman Turkish

Uzayıp gitmek, devam etmek. Birbiri ardınca sıra ile gelmek. Sürmek

TEVALİYEN : Ottoman Turkish

Tevali etmek suretiyle

TEVALÜD : Ottoman Turkish

Doğma, doğurma

TEVAMÜR : Ottoman Turkish

Danışmak, istişare etmek

TEVANA : Ottoman Turkish

(Tüvânâ) f. Güçlü, kuvvetli, iktidarlı

TEVANİ : Ottoman Turkish

f. İşde tembellik etmek. * Kusur işlemek. Usançlık, bezginlik göstermek

TEVARİ : Ottoman Turkish

Gizlenme, kaybolup göze görünmeme

TEVARİ-İ KAMER : Ottoman Turkish

Ayın gizlenmesi, görünmez olması

TEVARİH : Ottoman Turkish

(Târih. C.) Tarihler. Hâdiselerin zuhur zamanını kaydeden kitaplar

TEVARÜD : Ottoman Turkish

Vârid olma, gelme. Yetişme, vâsıl olma. * Arka arkaya gelmek. * Edb: Birbirinden habersiz olarak iki şâirin aynı beyti veya mısrayı söylemeleri

TEVARÜS : Ottoman Turkish

Mirasa konmak, birisine diğerinden irsen geçmek. Miras yemek