Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TEYAKKUN : Ottoman Turkish

tam bilme

TEYAKKUZ : Ottoman Turkish

Uyanık olma. * Uykudan kalkma. * Göz açıklığı

TEYAKKUZ : Ottoman Turkish

uyanıklık

TEYAMÜN : Ottoman Turkish

Her nesneyi sağından tutmak ve sağından başlamak

TEYASÜR : Ottoman Turkish

Bir nesneyi solundan tutmak

TEYBİS : Ottoman Turkish

Kurutma, kurulama

TEYEBBÜS : Ottoman Turkish

(C.: Teyebbüsât) Kuruma, kuru olma

TEYEFFU' : Ottoman Turkish

Yüce olmak, yükselmek

TEYEFFÜN : Ottoman Turkish

Çok yaşamak

TEYEKKUNÂT : Ottoman Turkish

(Teyekkun. C.) Tam olarak ve iyice bilmeler

TEYEMMÜM : Ottoman Turkish

Kasd. * Fık: Su bulunmadığı veya su bulunup da kullanılması mümkün olmadığı takdirde temiz olan toprak cinsinden bir şey ile, abdestsizliği veya gusülsüzlüğü
hadesi- gidermek maksadiyle yapılan bir ameliyedir

TEYEMMÜM : Ottoman Turkish

su yoksa toprakla temizlenme

TEYEMMÜN : Ottoman Turkish

"Uğur sayma. Bir şeyle teberrük eylemek. Bir şeyi mesut ve uğurlu saymak. * Ölüyü kabirde sağ yanına yatırmak. * ""Ben Yemenliyim"" demek."

TEYEMMÜN : Ottoman Turkish

uğur sayma

TEYEMMÜNEN : Ottoman Turkish

Uğur sayarak. Teyemmün ederek

TEYESSÜR : Ottoman Turkish

Kolaylıkla husule gelme. * Muvaffakiyet ve başarı ile bitme

TEYETTÜM : Ottoman Turkish

Kulluk etmek. * Aşkın insanı hor ve zelil etmesi

TEYETTÜN : Ottoman Turkish

İncir yemek

TEYH : Ottoman Turkish

(Teyhâ) Şaşkınlık. * Hayran olmak. * Tekebbürlenmek, gururlanmak

TEYHA' : Ottoman Turkish

Issız yer

TEYHÜR : Ottoman Turkish

Yar gibi çöküp yığılmış kumluk

TEYKAN : Ottoman Turkish

Çok sıçrayan kişi. Çok sıçrayan kimse

TEYKİN : Ottoman Turkish

(C.: Teykinât) Tam olarak ve iyice bildirme

TEYMA' : Ottoman Turkish

Sahra, çöl, yaban

TEYMİM : Ottoman Turkish

Teyemmüm ettirme