Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TEVZİAT : Ottoman Turkish

tevziler, dağıtmalar

TEVZİG : Ottoman Turkish

Depretmek, hareket ettirmek

TEVZİN : Ottoman Turkish

Tartmak. Ölçülü hâle koymak. * Zihinde düşünüp kararlı hâle koymak.*

TEVZİN : Ottoman Turkish

dengeleme

TEVZİNİYET : Ottoman Turkish

dengelilik

TEVZİÂT : Ottoman Turkish

(Tevzi'. C.) Tevziler, dağıtmalar. * Herkese payını vermeler

TEVZÎ : Ottoman Turkish

dağıtma, paylaştırma

TEVÂBÎ : Ottoman Turkish

ağlı olanlar, uyanlar

TEVÂFUK : Ottoman Turkish

uygunluk

TEVÂFUKÂT : Ottoman Turkish

uygunluklar

TEVÂKKİ : Ottoman Turkish

çekinme, korunma

TEVÂLİ : Ottoman Turkish

uzama, devam

TEVÂRİH : Ottoman Turkish

tarihler

TEVÂRÜS : Ottoman Turkish

miras intikali

TEVÂTÜR : Ottoman Turkish

yalan söylemez kimselerin ittifakla verdikleri kuvvetli haber

TEVÂZU : Ottoman Turkish

alçakgönüllülük, isteyerek mertebesinin altında görünme

TEVÂZUKÂRÂNE : Ottoman Turkish

tevazu edercesine

TEVÂZÜN : Ottoman Turkish

dengelilik, tartılılık

TEVÊM : Ottoman Turkish

ikiz

TEVŞİ' : Ottoman Turkish

Süsleme

TEVŞİH : Ottoman Turkish

(Vişah. dan) (C.: Tevşihât) Süslü elbise giydirme. Süsleme veya süslendirme. * Kur'ân-ı Kerimi usul ve kaidelerine göre okuma. * Bir kimseye mücevher gerdanlık takmak. * Ist: Bir eseri, büyük bir adamın adıyla süsleme. Eski ilim adamları, bazı kimselerin adına kitap yazarlar, kitabın baş tarafında onların adını zikrederler, bunu yapmakla da eseri süslemiş olurlardı. * Boyun bağı. * Urgan ve sicim asmak

TEVŞİM : Ottoman Turkish

(C.: Tevşimât) (Veşm. den) Bedene döğme yapma. İğne ile yazı yazma veya şekil yapma

TEVŞİYE : Ottoman Turkish

Koğuculukta mübâlağa etmek. Dedikoduculukta mübâlağa yapmak

TEY' : Ottoman Turkish

Kusmak. * Yere akmak

TEYAKKUN : Ottoman Turkish

İyiden iyiye araştırıp şüphesiz tam olarak bilmek. * Tam yakınlık hâsıl etmek