Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KATTAN : Ottoman Turkish

Pamuk satan

KATTAT : Ottoman Turkish

Hokkalar yapan, çıkrıkçı

KATUB : Ottoman Turkish

(Bak: Katb)

KATUBE : Ottoman Turkish

Arkasında semeri olan deve

KATUF : Ottoman Turkish

Tenbel. * Yavaş yürüyüşlü davar, yavaş olan hayvan

KATUF : Ottoman Turkish

tembel hayvan

KATV : Ottoman Turkish

Hizmet

KATÂ : Ottoman Turkish

asla

KATÎ : Ottoman Turkish

kesin

KATÎYE : Ottoman Turkish

kesin

KATÎYET : Ottoman Turkish

kesinlik

KATÎYYEN : Ottoman Turkish

kesinlikle

KATI' : Ottoman Turkish

(Kat'. dan) Kesen, Kat' eden. Durduran, mâni olan. * Keskin ve iyi bileylenmiş kılıç

KATI'A : Ottoman Turkish

Kesen, kesici

KATI-UT TARİK : Ottoman Turkish

Yol kesen, eşkiya

KATIA : Ottoman Turkish

kesin olan

KATIBE : Ottoman Turkish

(A, uzun okunur) Hepsi, tamamı. Cümleten. * Bütün hâllerde

KATIBETEN : Ottoman Turkish

Tamamıyla, bütünüyle, cümleten, hepsi. * Hiçbir zaman, aslâ

KATIN : Ottoman Turkish

(C.: Kuttân) Oturan, yerli. Ev halkı

KATIÜTTARÎK : Ottoman Turkish

yol kesen

KAUD : Ottoman Turkish

Yavaş giden at

KAUR : Ottoman Turkish

Çok derin. * Çöllerde, rüzgârların esmeleri sebebiyle yığılan kum tepeleri. Kumullar

KAUS : Ottoman Turkish

Yaşlı, koca, ihtiyar

KAV' : Ottoman Turkish

(C.: Akvâ) Erkek dişiye aşmak. * Üstüne hurma ve buğday döktükleri düz yer

KAVA' : Ottoman Turkish

Kimse olmalan ıssız yer. * İki tarafına yağmur yağıp ona yağmayan yer