Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KAVDA : Ottoman Turkish

(C.: Kud) Uzun boyunlu kadın.* Alt dişlerin uzun başlısı

KAVEME : Ottoman Turkish

"(Kavme) Namazda, rükudan kıyama kalkıp, bir kere ""Sübhâne Rabbiyel Azim"" diyecek kadar durmak."

KAVF : Ottoman Turkish

Bir kimsenin peşinden gitmek. * Ense saçı

KAVİ : Ottoman Turkish

Sağlam, metin, zorlu, kuvvetli, güçlü. * Varlıklı, zengin, sâlih, emin, mutemed

KAVİL : Ottoman Turkish

söz, sözleşme

KAVİM : Ottoman Turkish

(Bak: Kavm)

KAVİM : Ottoman Turkish

aynı ırka mensub olanların oluşturduğu topluluk

KAVİS : Ottoman Turkish

yay, eğri

KAVİSNAME : Ottoman Turkish

f. Okçular ve okçuluk hakkında yazılan eser

KAVİYY-ÜL BÜNYE : Ottoman Turkish

Bünyesi sağlam olan. Sağlam vücutlu

KAVİYY-ÜL İKTİDAR : Ottoman Turkish

İktidarı kuvvetli

KAVİYYEN : Ottoman Turkish

Kuvvetle, kat'i olarak. Şüphesiz olarak

KAVİYYEN : Ottoman Turkish

kuvvetle

KAVİYYEN ME'MUL : Ottoman Turkish

Çok kuvvetle ümid edilen

KAVKAA : Ottoman Turkish

Salyangoz, midye gibi hayvanların sert kabuğu

KAVKAH : Ottoman Turkish

Tavuk gıdaklaması, tavuk sesi

KAVKAL : Ottoman Turkish

Bağırtlak kuşunun erkeği. * Keklik. * Turaç kuşu

KAVL : Ottoman Turkish

Anlaşma. Sözleşme. * Konuşulan söz. Söz cümlesi. * İtikad, delâlet. * Tarif. * İlham

KAVL : Ottoman Turkish

söz

KAVL-İ LEYYİN : Ottoman Turkish

Yumuşak söz. Sert olmayan söz. Enâniyetli olmayan söz

KAVL-İ MÜCERRED : Ottoman Turkish

Delilsiz söz

KAVL-İ RESUL : Ottoman Turkish

Hadis

KAVL-İ RÂCİH : Ottoman Turkish

Daha makbul ve daha önde olan söz, kanaat, fikir

KAVL-İ ŞÂRİH : Ottoman Turkish

Mânasını açıklayan söz. Şerheden söz. Tarif. Şerhedenin sözü

KAVLEN : Ottoman Turkish

Söyleyerek. Söz ile. Anlaşarak