Ottoman Turkish
KAVT : Ottoman Turkish
İhtiyaç miktarı yemek vermek
KAVVAD : Ottoman Turkish
Arsız, pezevenk, deyyus, kaltaban, gayretsiz
KAVVAL : Ottoman Turkish
(Kavl. den) Geveze, çok konuşan, çok söyliyen. * Sözü yerinde söyliyen. Lâf ebesi
KAVVAM : Ottoman Turkish
Nezaret ve muhafaza eden kimse. İşlerin mes'uliyetini üzerine alıp iyi idare eden
KAVVAS : Ottoman Turkish
(Kavs. dan) Oklu asker. * Ok imâl eden kimse. Okçu
KAVVÂD : Ottoman Turkish
günaha vasıta olan
KAVZ : Ottoman Turkish
Bozmak. Yıkmak
KAVÂİD : Ottoman Turkish
kurallar
KAVÂNİN : Ottoman Turkish
kanunlar
KAVÎ : Ottoman Turkish
kuvvetli
KAY : Ottoman Turkish
Yağmurlu hava
KAY : Ottoman Turkish
kusuntu
KAY' : Ottoman Turkish
Kedi, sinnevr
KAY'AM : Ottoman Turkish
(C.: Kayâım) Kedi
KAYANE : Ottoman Turkish
Demircilik
KAYASİRE : Ottoman Turkish
(Kayser. C.) Kayserler. Eski Bizans ve Roma İmparatorlarının lâkapları
KAYD : Ottoman Turkish
Kelepçe, bağ. * Bağlamak. * Bir şeyi bir yere yazmak. * Deftere geçirmek. * Sınırlamak. * Şart
KAYD : Ottoman Turkish
yazma, bağ
KAYD-I HAYAT : Ottoman Turkish
Ömür boyunca, yaşadığı müddetçe
KAYDAHR : Ottoman Turkish
Halkın her işine karşı gelen. * İri gövdeli deve
KAYDEHUR : Ottoman Turkish
Yaramaz huylu
KAYDETMEK : Ottoman Turkish
Yazmak. * Bağlamak. * İlgilenmek, alâkalanmak
KAYDİYYE : Ottoman Turkish
Deftere kaydetme ücreti
KAYDUM : Ottoman Turkish
Her nesnenin önü
KAYH : Ottoman Turkish
(C.: Kuyuh) İrin
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani