Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KELÂM-I MUDARÎ : Ottoman Turkish

Arab kabilelerinden Mudar Kabilesinin konuştuğu Arapça. Kur'an-ı Kerim bu lehçe üzerine nâzil olmuştur. En fasih Arapça'dır

KELÂM-I NEFSÎ : Ottoman Turkish

Cenab-ı Hakk'ın lâfz, harf ve ses olmayan zâtî kelâmı. İçten konuşma

KELÂM-I RESUL : Ottoman Turkish

Hadis. Peygamberimizin sözü

KELÂM-I TÜND : Ottoman Turkish

f. Sert söz

KELÂMİYYUN : Ottoman Turkish

Kelâmcılar. İlm-i kelâm âlimleri. (Bak: Mütekellimîn)

KELÂMULLAH : Ottoman Turkish

"Allah kelâmı, Kur'ân-ı Kerim. (Bak: Kur'ân)(Kur'ân başka kelâmlarla kabil-i kıyas olamaz. Çünkü, kelâmın tabakaları, ulviyet ve kuvvet ve hüsn-ü cemâl cihetinden dört menbaı var. Biri mütekellim, biri muhâtab, biri maksad, biri makamdır. Ediblerin yanlış olarak, yalnız makam gösterdikleri gibi değildir. Öyle ise, sözde ""Kim söylemiş? Kime söylemiş? Ne için söylemiş? Ne makamda söylemiş?"" ise bak. Yalnız söze bakıp durma.Madem kelâm kuvvetini, hüsnünü bu dört menba'dan alır. Kur'ânın menbaına dikkat edilse, Kur'ân'ın derece-i belagatı, ulviyet ve hüsnü anlaşılır. Evet, madem kelâm mütekellime bakıyor; eğer o kelâm emir ve nehiy ise; mütekellimin derecesine göre irâde ve kudreti de tazammun eder. O vakit söz mukavemetsûz olur, maddi elektrik gibi te'sir eder. Kelâmın ulviyet ve kuvveti o nisbette tezâyüd eder. S.)"

KELÂMULLAH : Ottoman Turkish

Allah sözü

KELÂMÎ : Ottoman Turkish

Söz ve kelâma ait. Sözle alâkalı

KELÂMIN KUYUDAT VE KEYFİYATI : Ottoman Turkish

Kelâmın küllünü meydana getiren harf, kelime gibi parçalarıyla, bunların sarf ve nahiv yönünden hususiyetleri. Meselâ: Müzekkerlik
müenneslik, mârifelik
nekrelik, mübtedâ
haber, sıfat
mevsuf gibi

KELÂNÎ : Ottoman Turkish

(Kilâet. den) Sakladı ve beni muhafaza etti veya eder, (meâlinde)

KELÎLE : Ottoman Turkish

az gören, çakal

KELÎM : Ottoman Turkish

kendisine söz söylenen

KEM : Ottoman Turkish

f. Az, noksan, eksik. * Kötü. Fenâ. Ayarı bozuk. * Fakir, hakir

KEM : Ottoman Turkish

kötü

KEM GÖZ : Ottoman Turkish

Kötü niyetle bakan göz

KEM'E : Ottoman Turkish

Yer mantarı

KEM-ASL : Ottoman Turkish

f. Aslı ve nesli bozuk

KEM-AYAR : Ottoman Turkish

f. Ayârı doğru olmayıp bozuk olan. Hileli, kalp

KEM-BAHA : Ottoman Turkish

f. Kıymetsiz, değersiz, âdi

KEM-BAHT : Ottoman Turkish

f. Tâlihsiz, bahtsız, şansız

KEM-BİDAA : Ottoman Turkish

f. Sermayesi az. * Bilgisi zayıf, câhil. Az okumuş

KEM-FEHM : Ottoman Turkish

Anlayışı kıt. İdrâki az

KEM-GÜFTAR : Ottoman Turkish

f. Az konuşan. Az söyliyen

KEM-HARF : Ottoman Turkish

f. Az söyliyen kimse, az konuşan kişi

KEM-HAVSALA : Ottoman Turkish

f. Tahammülü az olan kişi, tahammülsüz kimse