Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

YAĞMUR ALAN TARAF : Turkish English

n. weather side

YAĞMUR BULUTU : Turkish English

n. nimbus, nimbus cloud, storm cloud

YAĞMUR EFEKTİ : Turkish English

n. drencher

YAĞMUR FIRTINASI : Turkish English

n. rainstorm

YAĞMUR GEÇİRMEZ : Turkish English

adj. rainproof

YAĞMUR GİBİ : Turkish English

adj. fast and thickly

YAĞMUR MEVSİMİ : Turkish English

n. rains

YAĞMUR MİKTARINI ARTIRMA : Turkish English

n. rainmaking

YAĞMUR ORMANI : Turkish English

n. rain forest

YAĞMUR SULARINI AYIRAN DAĞ SIRASI : Turkish English

n. divide

YAĞMUR SUYU : Turkish English

n. rain water

YAĞMUR SUYUNUN OLUŞTURDUĞU KANAL : Turkish English

n. ditch

YAĞMUR YAĞACAK GİBİ : Turkish English

adj. watery

YAĞMUR YAĞACAK GİBİ HAVA : Turkish English

n. watery sky

YAĞMUR YAĞACAĞA BENZİYOR : Turkish English

there is a threat of rain

YAĞMUR YAĞDIRAN BÜYÜCÜ : Turkish English

n. rainmaker

YAĞMUR YAĞMAK : Turkish English

v. rain

YAĞMUR YAĞMAZSA : Turkish English

adv. if the rain keeps off

YAĞMUR YAĞIYOR. : Turkish English

It's raining., It rains

YAĞMUR ÇİSELİYOR : Turkish English

it is misting

YAĞMURA AİT : Turkish English

adj. pluvial, pluvious

YAĞMURDAN KAÇARKEN DOLUYA TUTULMAK : Turkish English

jump out of the frying pan into the fire

YAĞMURDAN SIRILSIKLAM OLMUŞ : Turkish English

adj. drenched with rain

YAĞMURKUŞU : Turkish English

n. dotterel, dottrel, plover, wader

YAĞMURLAMA SİSTEMİ : Turkish English

n. sprinkler, sprinkler system