Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

YAŞAM STANDARDI : Turkish English

n. standard of living

YAŞAM SÜRECİ : Turkish English

n. the course of live

YAŞAM SÜRESİ : Turkish English

n. life span

YAŞAM TARZI : Turkish English

n. life style, way of living

YAŞAM YERİ : Turkish English

n. living space

YAŞAM ÇEVRİMİ : Turkish English

n. life cycle

YAŞAM ÖYKÜSÜ : Turkish English

n. curriculum vitae, biography

YAŞAMA : Turkish English

n. living

YAŞAMA COŞKUSU : Turkish English

n. zest for life

YAŞAMA DÖNDÜRMEK : Turkish English

v. bestow hand on smb., restore smb. to life, resurrect, resuscitate

YAŞAMA GÜCÜ : Turkish English

n. stamina, vigor, vigour [Brit.], vitality

YAŞAMA SIKI SIKI SARILMA : Turkish English

n. tenacity of life

YAŞAMA SIMSIKI SARILMIŞ : Turkish English

adj. tenacious of life

YAŞAMAK : Turkish English

v. dwell, exist, experience, live, subsist, taste, affect, inhabit

YAŞAMAKTAN BIKMIŞ : Turkish English

adj. world weary

YAŞAMAMAK : Turkish English

v. (neg. form of yaþamak) dwell, exist, experience, live, subsist, taste, affect, inhabit

YAŞAMSAL : Turkish English

adj. staminal, vital

YAŞAMIN HOŞ YANLARI : Turkish English

n. the niceties of life

YAŞAMIN HOŞ YÖNLERİ : Turkish English

n. amenities

YAŞAMIN SON YILLARI : Turkish English

n. sunset of life

YAŞAMIN SONBAHARI : Turkish English

n. the afternoon of life, the autumn of life

YAŞAMINDA : Turkish English

adv. in one's day

YAŞAMINI DÜZELTMEK : Turkish English

v. turn over a new leaf

YAŞAMINI SÜRDÜRME : Turkish English

n. subsistence

YAŞAMININ SON GÜNLERİNİ YAŞAMAK : Turkish English

v. end one's days