Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

YAŞLI VE SAYGIN : Turkish English

adj. hoar

YAŞLI VE SAYGIN KİMSE : Turkish English

n. patriarch

YAŞLI VE YARARSIZ HASTABAKICI : Turkish English

n. gamp

YAŞLI VE ZAYIF AT : Turkish English

n. screw

YAŞLI VE ZENGİN SEVGİLİ : Turkish English

n. sugar daddy

YAŞLICA : Turkish English

adj. oldish

YAŞLILAR : Turkish English

n. elders, the old, senior citizens

YAŞLILAR DERNEĞİ : Turkish English

n. Darby and Joan club

YAŞLILAR EVİ : Turkish English

n. almshouse

YAŞLILAR İÇİN İNDİRİM : Turkish English

n. senior citizen discount

YAŞLILAR İÇİN İNDİRİM VAR MI : Turkish English

Are there any discounts for senior citizens

YAŞLILARA AİT : Turkish English

pref. presby

YAŞLILARIN SAĞLIĞI İLE İLGİLİ : Turkish English

adj. geriatric

YAŞLILARIN YÖNETTİĞİ HÜKÜMET : Turkish English

n. gerontocracy

YAŞLILIK : Turkish English

adj. senile

YAŞLILIK : Turkish English

n. age, old age, senescence, senility

YAŞLILIK HASTALIKLARI BİLİMİ : Turkish English

n. geriatrics, gerontology

YAŞLILIK HASTALIKLARI UZMANI : Turkish English

n. geriatrician, gerontologist

YAŞLILIK SİGORTASI : Turkish English

n. disability insurance

YAŞLILIKTAN EMEKLİ EDİLMİŞ : Turkish English

adj. superannuated

YAŞMAK : Turkish English

n. veil

YAŞMAKLI : Turkish English

adj. veiled

YAŞÇA BÜYÜK : Turkish English

adj. elder, senior

YAŞÇA BÜYÜK KİMSE : Turkish English

n. elder

YAŞÇA BÜYÜK OLAN KİMSE : Turkish English

n. senior