Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

YÜKSEK TANSİYONUM VAR. : Turkish English

I have high blood pressure

YÜKSEK TANSİYONUNUZ VAR MI : Turkish English

Do you have high blood pressure

YÜKSEK TEKNOLOJİ : Turkish English

adj. high tech, high technology

YÜKSEK TEKNOLOJİ GEREKTİREN : Turkish English

hi tech

YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜRÜNÜ : Turkish English

hi tech

YÜKSEK TOPUK : Turkish English

n. high heel

YÜKSEK TOPUKLU : Turkish English

adj. high heeled

YÜKSEK TUTMAK : Turkish English

v. buoy up

YÜKSEK VOLTAJ : Turkish English

n. high tension, high voltage

YÜKSEK YAZMA : Turkish English

n. write up

YÜKSEK YER : Turkish English

n. high, altitudes

YÜKSEK ÖĞRENİM : Turkish English

n. advanced studies

YÜKSEKLERDE : Turkish English

adv. aloft

YÜKSEKLERE ÇIKIP BİRDEN İNEN HEYECANLI TREN : Turkish English

n. roller coaster

YÜKSEKLİK : Turkish English

n. altitude, elevation, extent, height, highness, loftiness, rise, steepness, swell

YÜKSEKLİK : Turkish English

pref. acro

YÜKSEKLİK KORKUSU : Turkish English

n. acrophobia

YÜKSEKLİK SINIRI : Turkish English

n. ceiling

YÜKSEKLİK ÖLÇER : Turkish English

n. height finder, altimeter, height gage, height gauge

YÜKSEKLİK ÖLÇME : Turkish English

n. hypsometry

YÜKSEKOKUL : Turkish English

n. junior college, academy, college

YÜKSEKTE : Turkish English

adv. high

YÜKSEKTE TUTMAK : Turkish English

v. keep up

YÜKSEKTE ÇALIŞAN İNŞAAT İŞÇİSİ : Turkish English

n. spiderman

YÜKSEKTEKİ KONUM : Turkish English

n. perch