Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

BÜYÜK HAKSIZLIK : Turkish English

n. gross injustice

BÜYÜK HALA : Turkish English

n. grandaunt

BÜYÜK HAP : Turkish English

n. bolus

BÜYÜK HARF : Turkish English

n. capital letter, capital, upper case, majuscule

BÜYÜK HARF KULLANMA : Turkish English

n. capitalization

BÜYÜK HARFLE MANŞET : Turkish English

n. scare heading

BÜYÜK HARFLERLE YAZMAK : Turkish English

v. capitalize

BÜYÜK HAYVAN (DİŞİ) : Turkish English

n. cow

BÜYÜK HEDİYE : Turkish English

n. largess, largesse

BÜYÜK HELİKOPTER : Turkish English

n. helibus

BÜYÜK HIRSIZLIK : Turkish English

n. grand larceny

BÜYÜK HIZLA : Turkish English

adv. flat out

BÜYÜK İHTİMALLE : Turkish English

adv. most likely, very likely, likely, presumably, presumedly

BÜYÜK İKRAMİYE : Turkish English

n. jackpot, the first prize

BÜYÜK İKRAMİYE KAZANMAK : Turkish English

hit the jackpot

BÜYÜK İNANCI OLMAK : Turkish English

v. be a firm believer in

BÜYÜK İÇKİ KÂSESİ : Turkish English

n. jorum

BÜYÜK İŞ : Turkish English

n. big business

BÜYÜK İŞ BAŞARMAK : Turkish English

v. go over big

BÜYÜK İŞ KAMYONU : Turkish English

n. Bogie

BÜYÜK İŞADAMI : Turkish English

n. baron

BÜYÜK KAFALI : Turkish English

adj. megacephalic, megalocephalic, megalocephalous

BÜYÜK KAFALILIK : Turkish English

n. megalocephaly

BÜYÜK KAN DOLAŞIMI : Turkish English

n. systemic circulation

BÜYÜK KAPI : Turkish English

n. portal