Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ABR : Turkish Risale

Rüya tabir etmek. Düş yormak. * Yaş akıtmak. Sudan veya başka yerden geçmek. * Söylemeden bir şeyi düşünmek

ABRA : Turkish Risale

Bir değiş-tokuşta üste verilen şey. * Teraziyi ayarlamak için hafif gelen kefesine konulan ağırlık

ABRAN : Turkish Risale

Ağlayan, ağlayıcı

ABRAŞ : Turkish Risale

Alaca benekli at. * Klorofil azlığından dolayı açık renkte lekeleri olan bitki yaprağı

ABRE : Turkish Risale

Göz yaşı

ABS : Turkish Risale

Kurumak, katılaşmak

ABSAL : Turkish Risale

f. Bahçe, koru, park

ABT : Turkish Risale

Deveyi ve koyunu hastalanmadan sağ iken boğazlamak. * Kazılmamış yeri kazmak. * Yarmak

ABU : Turkish Risale

f. Nilüfer çiçeği

ABUS : Turkish Risale

Çatık çehreli. asık yüzlü. Yüzü ekşi

ABV : Turkish Risale

Yüzün güzel olması. Nizamlı oluş. (Bak: Ta'biye)

ABÂDİLE : Turkish Risale

Abdullah isimliler

ABÂDİLE-İ SEB'A : Turkish Risale

Meşhur olan yedi Abdullah isimli sahabe-i kiram (R.A.) (Abdullah İbn-i Abbas, Abdullah İbn-i Ömer, Abdullah İbn-i Mes'ud, Abdullah İbn-i Ravâha, Abdullah İbn-i Selam, Abdullah bin Amr bin As, Abdullah bin ebi Evfâ (R.A.) (Asr-ı saadette Abdullah ismiyle anılan ikiyüz yirmi sahabe-i kiram hazerâtı vardı.)

ABÎ : Turkish Risale

f. Ayva. * Suda yaşayan ve suda meydana gelen. * Çok mâvi

ABÎD : Turkish Risale

Kullar. Köleler

ABÎSE : Turkish Risale

(C: Abayis) Tarhana

ABİD : Turkish Risale

f. Kıvılcım

ABİDANE : Turkish Risale

f. Kul olarak, ibâdet edene yakışır surette

ABİDAT-I İSLÂMİYE : Turkish Risale

İslâm medeniyeti anıtları

ABİDE : Turkish Risale

Uzun müddet dillerde destan olup kalan beliye ve dâhiye. * Bir milletin târihinde büyük bir değeri hâiz olan vak'a. * Fesahat ve belâgatı dolayısıyle benzeri söylenemeyen şiir. * Tarihte yüksek ve hâkim bir mevkide olan vak'aları veya büyükleri yaşatmak için yapılan bina. * Azametiyle, güzelliğiyle insanı hayrete uğratan mebani. (Süleymaniye ve Ayasofya câmileri gibi.) Uzun müddet yaşıyan edebî, ilmi, sinai eserler. * Geçmiş devirlerden kalma tarihi veya bedii kıymeti olan binalar, kaleler ve harabeleri. * Dikilmiş sütunlar ve bunların üzerindeki resimler, nakışlar, yazılar. * Abidenin arapçadaki manası bizdekinden başkadır: Kendisinden nefretle, haşyetle bahsolunan, uzun müddet dillerde destan olup kalan dâhiye ve beliyyeye denir. (Türk İslâm Ansiklopedisi)

ABİDEVÎ : Turkish Risale

Abide gibi. Abideyi andıran, âbideye benzeyen şekilde

ABİL : Turkish Risale

Koyun, at ve deve gibi hayvanlara iyi bakan. * Çayırda otlayarak suya muhtaç olmayan hayvan

ABİLE : Turkish Risale

f. Su üzerindeki kabarcık. * Sivilce. Çıban

ABİR : Turkish Risale

(Ubur'dan) Bir yerden geçen, giden yolcu. Geçen. * Hz. İbrâhimin (A.S.) dedelerinden birisinin adı

ABİS : Turkish Risale

Asık suratlı, ekşi yüzlü kimse. * Arslan