Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MEKAD(E) : Turkish Risale

Yakın olmak, yakınlık

MEKADİR : Turkish Risale

(Bak: Makadir)

MEKAHİL : Turkish Risale

(Mikhal, mikhel ve mükhüle. C.) Göze sürme çekecek âletler, miller

MEKAL : Turkish Risale

(Bak: Makal)

MEKAMİN : Turkish Risale

(Mekmen. C.) Gizlenilecek yerler, pusular

MEKANİK : Turkish Risale

Lât. Cisimlerin hareketleriyle alâkalı hâdiseleri inceleyen ilim. Mihanikiyetten bahseden kitap. * Makina. Makina aksamının hey'et-i mecmuası. * Kafa yormaksızın el veya makina ile yapılan

MEKANİZMA : Turkish Risale

Lât. Bir şeyin makina kısmı. * Mc: Oluş ve işleyiş. Meydana çıkış

MEKARÎS : Turkish Risale

(Mıkrâs. C.) Makaslar, kesecek aletler

MEKAYÎS : Turkish Risale

Mikyaslar. Ölçüler. * Mukayeseler

MEKAİD : Turkish Risale

(Mekide. C.) Hileler, aldatmalar, düzenler, dalavereler

MEKBUD : Turkish Risale

Ciğerinde hastalık olan

MEKBUT : Turkish Risale

Mahzun kişi. Hüzünlü, üzüntülü kimse

MEKBİR : Turkish Risale

İhtiyarlama, yaşlanma

MEKD : Turkish Risale

Azlık. * İkamet, oturmak

MEKDUR : Turkish Risale

Kederlenmiş, kederli

MEKENE : Turkish Risale

Kertenkele yumurtası

MEKER : Turkish Risale

(C.: Mükur) Bir ağaç cinsi

MEKERR : Turkish Risale

Cenk edecek yer, savaş meydanı

MEKFERE : Turkish Risale

Örtecek, sertredecek yer

MEKFUF : Turkish Risale

Kulplarından sıkıca bağlanıp heybe gibi asılmış. * Kilitlenmiş. * Heybe. * Dürülmüş, toplanmış. * Men olunmuş. Yasak edilmiş

MEKFUF-ÜL AYN : Turkish Risale

Gözü keffolmuş. Kör, âmâ

MEKFUL : Turkish Risale

(Kefâlet. den) Kefil olmuş veya kefil olunmuş

MEKFUL-ÜN ANH : Turkish Risale

Kendisine kefillik edilen kimse

MEKFUL-ÜN BİH : Turkish Risale

Kefâlet olunan kimse veya şey

MEKHUL(E) : Turkish Risale

(Kuhl. dan) Sürme çekilmiş, sürmeli