Turkish Risale
MUCÎ : Turkish Risale
(Vecâ. dan) Acıtan, ağrıtan
MUCÎB : Turkish Risale
(Cevab. dan) İcabet eden, uyan. Kendisinden istenilen iş ve suali cevaplandıran
MUCÎD : Turkish Risale
Hazır. * İyi edici olan. * Mevt. Ölüm
MUCÎZ : Turkish Risale
İcâzet veren, izin veren
MUCİ' : Turkish Risale
(Vecâ'. dan) Elem ve acı veren
MUCİB : Turkish Risale
(Mucibe) İcâb eden, lâzım gelen. * Bir şeyin peydâ olmasına vesile ve sebep olan. Gereken. Gerektiren, lâzım gelen
MUCİB-İ BİZZAT : Turkish Risale
İster istemez kendisi işi yapmaya mecbur olan. Serbest ve istediği gibi hareket edemeyen. (Meselâ: Güneş ışığının, güneşin kendi zâtının zaruri neticesi olması gibi.)
MUCİB-İ TEYAKKUZ : Turkish Risale
Teyakkuzu, yâni uyanıklığı icâb ettiren
MUCİB-İ İSTİKRAH : Turkish Risale
Nefrete, sevmemeye sebeb olan
MUCİBAT : Turkish Risale
(Mucib. C.) Sebepler
MUCİBE-İ KÜLLİYE : Turkish Risale
Man: Müsbet ve umumi (şumüllü) olan kaziye
MUCİD : Turkish Risale
Yeni bir şey icad eden, meydana getiren, bulan. * Yaratan. Yoktan var eden.(Ve keza, bu fâni dünyadan da çıkacaksın. Öyle ise, aziz olarak çıkmaya çalış. Vücudunu Mucidine fedâ et. Mukabilinde büyük bir fiat alacaksın!.. M.N.)
MUCİD-İ HAKİKÎ : Turkish Risale
İcad etme iktidarının yegâne sahibi mânasında olarak (Allah) hakkında kullanılır
MUCİDDÂNE : Turkish Risale
f. Büyük bir çalışkanlıkla. Gayret sahibi bir kimseye yakışır suret ve şekilde
MUCİR : Turkish Risale
(Ecir. den) İcar eden, kiraya veren. (Bak: Mücir)
MUCİZ : Turkish Risale
Kısa. Muhtasar. Özlü. Az sözün çok mânâ ifâde edeni
MUDA' : Turkish Risale
Fık: Emâneten kendine bir şey bırakılan kimse. * Serkeş ve oynak olmayıp, mazlum ve sâkin olan at
MUDAREBAT : Turkish Risale
(Mudarabe. C.) Mudarebeler, döğüşmeler, vuruşmalar
MUDAREBE : Turkish Risale
(Darb. dan) Döğüşme, vuruşma. * Bir taraftan sermaye diğer taraftan emek ile kurulan ticaret şirketi. (O.L.)
MUDARİB : Turkish Risale
(Darb. dan) Döğüşen. Birbirlerine vuran
MUDCER : Turkish Risale
(Ducret. den) Sıkıntılı olan. Sıkılmış
MUDCİR : Turkish Risale
(Ducret. den) Sıkıntı veren, sıkan, gamlandıran
MUDGA : Turkish Risale
Et parçası, bir çiğnem et
MUDHAK : Turkish Risale
Kendisine gülünen. Soytarı. Gülünç hâle düşen
MUDHİK : Turkish Risale
Güldürücü, güldüren, maskaralık ederek halkı güldüren
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani